Her Şafakta Sana Soyundum
Törpüledikçe yokluğunun dallarını eskiyor dizginleri aşk desenlerimin
Bir mevsim daha çalıyor yorgun gövdemin kapılarını, tükenişlerdeyim Sınanmış umutların denizlerinden boş çıkmakta ağlarım, öfkelerdeyim Düşlerin hasatlarını kaldırdım ovalardan, kervansız aşkın göçlerindeyim. Mor yontularla avutuldum yıllarca, sevişmesiz gecelerde kırıldı coşkum İncinmiş kanatlarla dolaştım coğrafyamı, hep kendi kuytuma sokuldum Aşkın künyesini aradım yıllarca, alnımı ışıtan her şafakta sana soyundum Çileli bir ömrün camına çarpan kelebektim, önce cennetinden kovuldum. En ağır sevgilerin bekleyişleri olsa da içimdeki sızı, aynalara küsmeyeceğim Aşkın denizlerinden boş dönse de beklediğim gemiler, sana gel demeyeceğim Yalnızlığın kirli yorganı üzerimde, sensiz kış olsa da mevsim, üşümeyeceğim Tutundum düşlerin terkisine, vurdukça kirpiklerim birbirine, seni düşüneceğim. Ah yar, nefeslendikçe sana kanasın isterse tenim, sensizken söyle nereye gideyim? İçimin dehlizlerinde büyüyen bir düş damlasısın sen, uzatıver ellerini sana geleyim Ört seven yüreğinle gücenmişliğimi, kabuk bağlamış tüm yaralarımı temizleyeyim Firari umutların yataklarını aç bana, yeni sabahlar olmadan seni hücrelerime çekeyim. Selahattin Yetgin |