YÜREĞİMİZİ DÜŞÜRDÜĞÜMÜZ ŞEHİRLER KALDI
yüreğimizi düşürdüğümüz her şehir
biraz hüzün biraz özlem biraz da aşk kokar tufanımız oldular bazen kasırgalar koptu içimizin yangınlarında üşüdü avuçlarımız her sokak başında kimsesiz duraklar bildiler yalnızlığın kanadında çırpındığımızı bulvarlara düştük her akşam onlardan bildiler yabancılığımızı ıslak kuşlar geçtiler üzerimizden ince yağmurlardan geçtik çırılçıplak ayazlardan arka sokakların kimsesizliğinden kelime kelime içtik hayallerimizi ve ekşiydi aşkların yüzü ve esrik acılar cellat hüzünler kuruldu günbegün yüzümüzün kavruk eteğine ve varoşlarına vurulduk kimi zaman kentin kimi zaman çiçekli perdeler arkasında utangaç kızlar ardımızda devriyeler karanlıklar asılınca göğün lirine yasaklı bildiriler astık kentin orta yerine ve gözaltı sürelerini aştık mahkum olduk günışığı yoksulu nezarethanelerine f tiplerinin sarmaşıklı duvarlarına astılar künyemizi ve geri düşürdüler ruhumuzun zaman sarkaçlarını ve yine de bütün özlemlerimizle sevdik her kaldırımı her kadını, her erkeği her çocuğu... on dört a durağını ikinci şubeyi köhne yalnızlıkları çamları, akasyaları geceler toplayınca çığlıkları yırtık pırtık evlerden gördü/in cin şehre yürek düşürdüğümüzü ve o şehirler kaldı yüreğimizde ve biz kaldık o şehirlerde |