HAYAL ARASI SICAK EKMEK
Dün beş yaşındaydım.
Bahçemizin soğuk merdivenlerinde oturmuş, Annemi bekliyordum.. Ayaklarım çıplak,karnım aç.. Bir dokunsalar elime, Avuçlarımda sıktığım yüreğim sanki ısınacak.. Bir tutam ümit koysalar önüme hanii, İçimdeki bütün sobalar tutuşacak.. Ve...... Çocukluğumu üşüten ayaz gözlü rüzgarlar, Alev alev yanacaktı... Mevsimlerden sonbahar.. Midemde,hazan renkli yaprakların yeşil hışırtısında yanan bin har.. Tek oyuncağım ise, Yarısı kırık sopamın ucunda sallanan iri bir solucan.. Bakışlarımda iklimler yanarken, Ben düşünüyorum..yine; Acaba annem bu akşam hangi yemeği yapacak.. Yoksa umutlarımız yine mi oruç tutacak.. Ne kadar merak etsemde, Bir o kadar umusamıyorumdum.. Ben;sopamın ucunda çaresizce sallanan o solucanın, Yuvarlak kıvrımlarına bakıp bakıp gülüyordum.. Gerçek uzaklıkların yalan dolu hayallerine dalıyordum..Ve; Yalnızca düşlerinde tokluğun hazzını yaşayan aç bir çocuğun, Bir tabak sıcak çorbanın yada bir dilim pirzolanın.. Eskimiş tadını hatırlamaya çalışıyordum.. Yani kısacası;İçimdeki yaşlı çocuk ne yapmamı istiyorsa.. Ben onu yapıyordum.. Hayaller kuruyordum kendi kendime.. Belkide abim, Birkaç sarhoş balık tutup, Sırtında oltası. Ayık adımlarla eve gelecek.. Bize mükellef bir ziyafet çekecek.. Kılçıklarını bile hesap ediyordum.. Onları evin bodrumunda gizlice beslediğim sarman yiyecek.. Ya ablam: Elleri delik deşik olsada çalışmaktan, Yorgun avuçlarında ya bir elma şekeri ile yada; Bir külah sarı leblebiyle.. Islak yanağımı okşayacaktı.. Velhasıl işte çocukca avunuyordum.. Onlar görmesede benim bildiklerimi, Ben herşeyi hissediyordum.. Ama sormaya korkuyor, Biliyor ama susuyordum.. Fakir evimizin gönlü tok yüreğinde uyurken, Düşümde, taze bir ekmeğin hasretini kokluyordum... Tadı dişimden dilime değmeyip mideme inmesede.. Hayali hayal ile katık edip biraz doyuyordum... Bugünse,bulutların özgürce ağladığı yaştayım.. Soğuk merdivenlerine oturup bekleyeceğim, Bir bahçem bile yok... Ayaklarımda yün çoraplar,karnım tıka basa tok.. Ama yüreğimin açlığından kimsenin haberi yok.. Tokluğum beş yaşındaki o gülen çocukta rehin kaldı.. Herşeyim var... Lâkin.......... Bir tek o rehini kaldıracak hazinem yok.. Yani ben’de ben yok.. Şimdi...... Yıllar önce kaybettiğim ben’i arıyorum... Bulamıyorum.. Ben’de ben yoksam eğer, Öyleyse artık ben’de yarın da yok.. O zaman! Biz yok olduk ey hat! bir ben kaldım bir de ... Bende olmayan ben.. Ne ben varım artık nede beni güldüren o yaşlı çocukluğum.. Sıcak ekmek arası hergün acılarımı ısırıyorum.. Herşeyimin varlığında hiçbirşeysizliğime ağlıyorum.. Ben aç ve soğukta huzurla uyuduğum, o mutlu evimizi özlüyorum.. Varlıkta yok olurken,yoklukta var olmayı bekliyorum... Hadi bana da uğra ey ölüm meleği... Kaybettiğim biz’e kavuştur artık ben’i.... Bitsin ben’imin bana olan hasreti...... Ecedemet... |
sevdapınarı tarafından 11/13/2009 1:12:04 AM zamanında düzenlenmiştir.