..KIRK YAMA İKİNDİ..
ikindi vaktiydi
bir zamanlar suya çaldığım umutlarımı topladım tek tek... çöl kokusunda kuruttum... -yüreğim yalnızlık bestesini ellerimin kirinden dinliyordu- damlıyordu gözlerim yine ikindi vakti... gürültü , hazan yaprağı çatırtısında saklanırken kırılganlığından çekiniyordu... - gölgeler caddelerden yavaş yavaş çekiliyordu- düşlerimi çalmış gibi şeytan ki satmış anlaşılan -getirmiyor geri- arta kalan... sönük bir gri.. sudan çaldığım umutlarımı topladım tek tek...yamaladım... zaman artık birbirinden eski kırk yama ikindi... |
Yüreğimin yalnızlık bestesini ellerimin kirinden dinliyordu… Ne veya kim dinliyordu sorusu canlanıyor bu noktada… Ki dinleyen mutlaka öncesinde bahsedilen olmalıydı… Umutların olmasın yüreğimin yalnızlık bestesini dinleyen… Ellerimin kirinden… Umutlar… Sudan çıkan umutlar… Kirli el, değen su ve dillenen yalnızlık… Zincirleme bir betimleme kâğıda süzülen ellerin kirinden…
Yine bir ikindi vakti… Damlayan gözler ki gözyaşlarım oluyor dizelerimde… Gürültü, hazan yaprağı çatırtısında saklanırken kırılganlığından çekiniyordu… Ne güzel bir anlatım… Kırılganlık; neyin kırılganlığı? Gürültünün veya hazan yaprağının ama illa ki yalnızlığımın…
Gölgeler çekiliyordu caddelerden yavaş yavaş… Ki karanlıkla birlikte koyu bir yalnızlıktır bizleri sarmalayan…
Düşlerimi çalmış gibi şeytan… Düşlerim, umutlarımdan arta kalan sönük griliği denk gelendir…
“…
zaman
artık birbirinden eski
kırk yama ikindi...”
Zaman artık birbirinden eski kırk yama şahidi ikindidir…
Her şey ikindi vakti ile başladı… Her şey…
Şiirin okunuşu ve akıcılığı ile ilgili birkaç şey söylemek isterim… Şiir dizelere bölündüğünde, parça parça irdelendiğinde oldukça iyi bir süzülüşe hâkimmiş hissi verse de bence şiir bütün itibari ile bu akıcılığı sağlayamıyor…
Sevgili hayaletsüvari yalnızlığı ve bitmek bilmez umutlarınızı dile getirdiğiniz şiir yüreğe dokunur nitelikte idi… Özellikle şiirin sonu itibari ile… Şiire yakışan bir sondu… Tebrikler…