gönül yangını
hoyratça bir ugraştı benimkisi
hasrete çıkacak bir aşka yemin edemezsin kurşun yüklü gözlerim ağlamayı beceremiyor ağır ağır çıkıyorum hasreti, gönül yangınının içinde verilmesi zor sözleri veremem ne mechuldeyim ne de senin gönlünde arafta kalmakmış bu aşkın diyeti diz çöküp ıslatsam da secdeleri istemezmiş yaratan kendikinden büyük sevgiyi gözlerimi dağlasada bu amansız ayrılık yangdıramam yağmurları bıçak sırtı bu sevgi çıkmazı dar sokaklar ne siyahı belli ne ak’ı ayın hilaline düşer sızım arş-ı titeretir de yine sözüm geçmez sana hayatın tüm çıkmazlarını vişne çürüğü yaralarıma bastırsam da bir yamalı bohça misali emanetim sana limoni gülüşmeler gösterisi kalabalıklar ruhu donduran buz kırığı sevişmeler boyar beni renkten renge ağlarım akmasada gözyaşlarım taze ot kokusu sana uyanışım her sabah divane dövülmüş bir havan içinde/tüm aşk nağmeler dile dökülüyor bu gönül yangınının içinde /her seyr-i sefer selçuk bozdağ/2009 ekim 18 |
vişne çürüğü yaralarıma bastırsam da
bir yamalı bohça misali emanetim sana
limoni gülüşmeler gösterisi kalabalıklar
ruhu donduran buz kırığı sevişmeler
boyar beni renkten renge
ağlarım akmasada gözyaşlarım
taze ot kokusu sana uyanışım her sabah
divane dövülmüş bir havan içinde/tüm aşk nağmeler
dile dökülüyor bu gönül yangınının içinde /her seyr-i sefer
nasıl güzel!..kutlarım...