GÜL ÇIPLAK...
Sen uyurken muteber bütün yalnızlıklar haklıydı
Çünkü gül çıplak… Elle tutulmayı istediğinden Oysa aşk birkaç kez kendi içinde ikiye ayrılmayı çok isterdi Böylelikten Farklıca sevilmek ya yapraklara göredir Ya dallara Ya dikenlere Sırtını yaslayıp beklemeyi severdi ölümsüzlükten vazgeçeni Kısaca gül çıplak Yani dokunulmaya ya kızgın Ya sebep Sen uyurken Bence sen olma ihtimali kalmayan bütün düşler Gül olsa da çıplak Sıradanlıktan genelde yağmur yağar ve yutar bütün düşleri oysa Kalbime senden önce düşen yıldızlar Sağıyor burçların yarın vaktinden çaldığı yalancı meraklarını Ve ben küçük epiktotes bahçıvanlığımla dikenlerine razı Başka bir cennet saklıyorum görünmezliğimden gözlerine Ki mevsimim tenine hiç dokunmadan kalbini arayan ellerin diyarındaysa da Habersiz Saçınla dikenleri bir tutup Okşamasını bilen ahlaklı bir ölümlülükten başka bir suçu olmayan Sonsuzluğuna aşk diyen kısıtlı bir pencere aralığından sızan Sınırlı ve sırlı nefes zamanı kalmışlığın ihtişamından gelip Tutup ta seni kolundan bir durakta adını sormadığına bin pişman her rastlantının yılışık rehavetinin Basitliğine hiç yeltenmeyi beceremediğimden sanırım Aynı kentte yaşamanın falsosu eksik ihtimallerin Rastlantısızlığında Sessiz bir Kadercisi kadardım Sen uyurken Madem ki Gül çıplak Dikenlerin Tenimindir... |
Gül çıplak, dikenleri bedenim.
....
Açmaya çalışıyor gonca bedenimin üstünde
Ki yaprakları elbiselerim
Soyacak mevsim beni yaprak yaprak
Ve nihayet açacağım, gül çıplak.
Sevgiler.