Sınırı var mıdır hasret çekmenin !adı hasretti her kelimenin bir bulut gibi koşarken rüzgarın peşinden tutamadık kanadından umutların, yalnızlığı dudaklarımıza çiviledik şimdi çok yorgunuz yalnızlık uzatıyoruz rıhtım boylarında dinmiş nabız atışlarımız acı çığ akışlı en katıksız sancılar vuruyor göğsümüze kim görecek kim gülecek artık güzellikler adına binlerce kanat sesiyle, umuda dost günlerimiz çoktan bitti yeniden yok olmanın zerresiyle bir gecedir artık duruşumuz susuyoruz en karanlık yerinde bölünerek oysa, çocuksu sesimizle pembe düşler kurardık o coşkulu sevinçler de yok artık dudaklarımız solgun, dudaklarımız avuntusuz soldu doğan günün şafağı zaman kurşun gibi vurdu şahdamarımızdan öpülmemiş huzur kanıyor kara ırmaklar dökülüyor gözlerimizde son parıltı da söndü umut aranır mı umutsuzluğun gölgesinde nesi kalmış ki avuçlarımızda kederinden başka ey acıları ömrüme kurdeleyen inip yüreğimin mahzenine gör yıkık kentlerin hikayesini yaşamak, birkaç solgun anının serüveniyle oyalamak mıdır ruhu söyle, bu sürüklenmeye can mı dayanır simsiyah boşluklara düşer bedenim bedenim kımıltısız kalır bir avuç huzurun özlemi, anne gülüşü gibi dağılır saçlarıma çatlatır toprağı, derinlerinde okyanus kurutulmuş suskunluğum sınırı var mıdır hasret çekmenin kıyamete mi çengellendi vuslat öyleyse es rüzgar es bizden bir nakarat kalsın geriye unutup duru suların iyimserliğini, kah öfkeyle, kah özlemle kavrulacağız şimdi yağmursuz bir toprak gibi, durup durup çatlayacağız. 17 / 10 / 2009 / N_Erol |
inip yüreğimin mahzenine gör yıkık kentlerin hikayesini
yaşamak, birkaç solgun anının serüveniyle oyalamak mıdır ruhu
söyle, bu sürüklenmeye can mı dayanır
simsiyah boşluklara düşer bedenim
bedenim kımıltısız kalır"
Ya bu nasıl yazmak nasıl anlatmak ve nasıl çekmektir böyle...Bence bu kadar acıdan geriye ve bu kadar tek taraflı özveriden geriye kalsa kalsa derin bir ah kalır...kurdelanın çözülmesi ve daimi bir huzurun mutluluğun kucaklaması dileği ile ben sevgi dolu kucaklıyorum şairem seni. can-ı gönülden saygı ve sevgiler...