Zifiri yalnızlıktaKarışacaktı uyku sabaha Güneşle yıkanmayı bekleyen eğrelti otları Arasında bitecekti söz Kesilecekti gece ortadan ikiye Deli bir çığlıkla Kopacaktı biliyorum Yer yerinden Gök gökyüzünden Tırnak etten Günlerden hangi gündü Tarih ne diyordu rüzgara Bilinmeyecek Vaziyetler gölge olacak Siluetler kemiksiz Her durum tasvirsiz Ne çıkık bir çene kemiği Ne ıslak, tutkulu dudaklar Ne de tel tel dökülen saç telleri Adımlar izsiz Bakışlar kül kül Yudumladığın ten yabanıl Haris duygular çemberinde bir döngü Durmaksızın dönüyor tersine Bulabilir misin beni? Zifiri yalnızlıkta… |