GÜZE BULANMIŞ BİR GENÇLİKTİ O…bahar ve yaz yaşamış mıydım o zamanlar şıkır şıkır çağlayıp gitmelere var mıydı hevesim şahitti yeni yetme aynalarım ben değildim o kocaman ela gözlü uzun kara saçları yüzünü perdeleyen geldiğim sonsuzluğu özler gibiydi nedense hallerim hayallerim var mıydı hatırlamıyorum belki de henüz doğmadan çok önceleri bilinirmiş ki muradım ve ondandır sanırım beni tepeden tırnağa hazana bulamışlardı hep bu yüzden yıllardır siyahların üstüne sarılar serperdim bu sebeptendi temmuz ortasında eylül yağmurları bulur yıkardım saçlarımı son yaz bahçelerinde beni çiçekler değil de nedense düşen ilk sarı kızıl güz yaprakları büyü gibi çekerdi hep kendine sararan minicik otları göç hazırlığına başlayan kırlangıçları gözlerdim hep ve gökyüzünü seyrederken pür-kederdim ne akran sohbetleri ne de fuzuli muhabbetler eylemezdi gönlümü ben hep kendi labirentlerime kağıtlarıma kalemlerime ben hep kendime alır başımı kaçar kaçar giderdim bağlıydı gençliğimin gözleri biliyordum bin yaşındaydı gönlümün içindeki bakire aç martılar gibi dolanırdı başımda sevda ve hala tepiniyorlar çatımda vazgeçiremedim paslı bir kilitti bahtımda ve yasaktı vuslat hanesi ne o kilidi açmayı ne o kapıdan girmeyi beceremedim bilemedim hiç bilemedim… Ceyda Görk… |