HEWAL
Hani benimleydin hewal
Hani benimle nan-u pivaz(soğan ekmek) yemeye razıydın. Ne oldu da şimdi bir kilo goşt(et) için Çekip gittin... Biz ayrılmazdık biz erd-u ezmandık(yer gök) kimler kurtık (çukur) kazdı yolumuza ki weriza me ketandiye (kimler bağlarımızı kopardı derinden) oy hewal biz böyle değildik. Em daru pel bun em hewal-u heşa bun (ağaş ile yaprak gibi değerli kıymetli dost idik) Kimler acımadan em jevkırın(ayırdı bizi) hewal mın beriya te kirye (Ben seni çok özledim) Hatırlamısın sen qet qetok oynadın (çizgi) mın ji seni izlerdim(bende) Sonra sen tam ketandın oluyordun (düşüyordun) Ben destı de gırtın yapıyordum(ellerini tutuyordum) Ne güzeldi hewal zarukiya me(çocukluğumuz) Ben zarukiyameyi özledim(çocukluğumuzu) Ben çaweteye (gözlerine) bakamayı özledim. Ben porate yi(saçlarını) okşamayı özledim Ben yalan söylüyorum hewal BEN EN ÇOK SENİ ÖZLEDİM |
Kim bilir, belki de kendi kendimizi kesen bir bıçağız. İsmail olup kendimizi kurban ediyoruz; hep eksiltiyoruz kendimizi, hep kesiyoruz kendimizden.
Kim bilir kendimizi kendimize haram eyleyen bir günahız. Züleyha olup Yusuf olan yanımızı kandırıyoruz, Yusuf olan kalbimizi zindana sürüyoruz.
Kim.bilir; kendimizi kendimizden ayıran bir çölüz. Mecnun olup Leylâ olan yanımızı yalnız yapayalnız bırakıyoruz. Kim bilir kendi kendimizi ağlatan kocaman bir yarayız. Kerem olup aslımızı arıyoruz; bulamıyoruz.
Suların sızısından habersiz yaşıyoruz. Suların sızılarını bile fark edebilecekken, kendi sızılarımıza körleşiyoruz. Kendimizi de fark etmez hale geliyoruz. Kendimizi kendimizde yitiriyoruz. Kendi ellerimizi kendi ellerimizden çekiyoruz.
Göz göze gelemiyoruz kendimizle. Yüzleşemiyoruz.
Kendi kendimizi sokağa atıyoruz.
Kendimizi kendimizden sürgün ediyoruz.
Kendimize kendimizi çok görüyoruz.
Oysa insan olduğundan fazlasıdır her zaman.
Ama bilmiyoruz. Ama bilmediğimizi de bilmiyoruz.
Sızısız yaşıyoruz. Issız yaşıyoruz.alıntı....
Kutlarım şairim güzel dizelerinizi sevgimle saygımla