ŞeydaŞiirin hikayesini görmek için tıklayın bu şiir Hz. Süleyman İle Güneşe tapan Saba Kavminin Melikesi Belkısın Dünyasal boyuttaki Lirik anlatımıdır..
“And olsun Sebe’ kavmi için oturduğu yerlerde büyük bir ibret vardır. Biri sağda, diğeri solda iki bahçeleri vardı. (Onlara:) «Rabbinizin rızkından yiyin ve O’na şükredin! İşte güzel bir memleket ve çok bağışlayan bir Rab!» (demiştik!) ” (Sebe’ 15) Hüdhüd, gördüklerini Süleymân -aleyhisselâm-’a anlatmaya devâm etti: “Gerçekten, onlara (Sebe’lilere) hükümdarlık eden , kendisine her şey verilmiş ve büyük bir tahtı olan bir kadınla karşılaştım.” (en-Neml, 23) “Onun ve kavminin, Allâh’ı bırakıp güneşe secde ettiklerini gördüm. Şeytan, kendilerine yaptıklarını süslü göstermiş de onları doğru yoldan alıkoymuş. Bunun için hidâyeti bulamıyorlar.” (en-Neml, 24) “ (Şeytan) göklerde ve yerde gizleneni açığa çıkaran, gizlediğinizi ve açıkladığınızı bilen Allâh’a secde etmesinler (diye böyle yapmış) . (Hâlbuki) yüce Arş’ın sâhibi olan Allâh’tan başka ilâh yoktur.” (en-Neml, 25-26) “ (Süleymân Hüdhüd’e) dedi ki: «–Doğru mu söyledin, yoksa yalancılardan mısın, bakacağız!»” (en-Neml, 27) her ne kadar sürçi lisan ettiysem affola
her yer kapalı
mühürlü gözlerden süzülen gözyaşların Süleymanın mektubunda Şeyda bir uyku ki kıyamet ateşlerinde rüya hüzün Süleymanın tahtına çökmüş ebabil kuşları ötmüyor artık dillerde Şeyda sonbaharda vişne dallarında kalan adın billurdan havuzda ayakların topla eteklerini güneşin tahtından uçurum uçurum yıldızlara bas parmak uçlarında alemlere ihtiras Belkısın koynundan çıkan gülüşlerin gülün aldatışı bülbülün bakışlarını bülbül hercai bir şafak güneş iki kafurun mumu bir ışık baharda gizlenen vişne çiçeği dudaklarından dağların asılı koyaklarına ağulu nameler gezer ab-ı hayata davet eder rüzgarın kanatları Belkısın aşkı bezgin bir fısıltı sende hayat tutuşmuş bir can Saba da bir melike Şeyda ifrit gibi bir gece gözlerin sonsuzluk … çiçekli bahçe feleğin on dairesinde Hızır gezer her aşkın peçesinde baharı gizleyen yüzünü kaplayan rahmet toprağa düşen ruh sarı bir hüzün renginde alaz alaz kıvrılır dişiliğin destanları sırlı haz hazinelerinde deliksiz taşlara yazılır kaderin, inciler dizer alın yazına beşyüz erkek beşyüz kız ibriklerde yansır aynalarına sularda hüzün Süleymanın tahtına çökmüş ebabil kuşları ötmüyor artık dillerde Şeyda hazana davet eden seslerde saba kadim bir dargınlık gezer bakışlarında bir tuvale çizilen sarı yapraklı bir ağaç resmi bu dünya o gün bugünden beri gökyüzünün elleri bir kadeh aşkı kaldırır şerefine ab-ı hayat kadar lezzetli billurdan havuzda ayakların topla eteklerini güneşin tahtından sen Süleymanın yazgısısın Şeyda deniz güneş değerli ses ve yorumu için çok sevgili Sevinç İnal Hanımefendiye teşekkür ediyorum sevgilerimle |
Çok özür diliyorum,duygusal çalkantılarımın doruk noktasında gelip onurlandırmışsın AŞK Otağım'ı...Çok hoştu şiir ama ben de aynı gaflete düşüp alıntı sandım.Ve şu an farkettim ki,bilmeden ve diğer şiirlere tıklamadan ,son zamanlarda iç sesimle yönlendiğim yerde zaten varmışsın.Sevgiyle kal şiir dostum.Daha çok görüşeceğiz demektir bu...
Yüreğin dert görmesin...