Neden karşıma çıktın ve nazarınla yıllarca avuttun!Bilme kine yapmıştım ve kimi kınamıştım Sessiz ve sünepe bir vaziyette gülmüştüm, içimde neden büyütmüştüm İnsan ve zaman, baht ve kaza, doğum ve ölüm, umut ve hüsran aşkını küçültmüştüm Neden düşünebilmeyi, ibretiyle nefeslenmeyi, fıtratıyla akletmeyi önemseyememiştim Bilincim ve irfanım adına niye açtım Hangi sahranın vecdine susamıştım, arifin edebinden mi nasipsizdim Firkat nedir hiç bilmezdim, inşirahın lafzını dahi hiç işitmemiştim, can-ı şaşkındım Hayat nedir, ömür zaten pek bilinmeyen serdir, ölüm Allah’ın emridir der bakınırdım Öğrenmek adına niye muarızdım Nasıl bir kanaatin kanatlarında çırpınan sanıktım, alıklığın farkın damıydım Yitik yılların, ruhumu bizar bırakan kaçkın kılçıkların ve meyledilen maceraların Sosyal bünyede ki hezeyanların, devşirilen bağnazlıkların, tahakküm eden kanların Mahkûm eden, hakkı gasp eden Eza etmek için ruhundan geçen, kalbini dinlemekten feragat etmeyi bilen İnsanın ahını almak için sıraya giren, mahzunun nefesini hiç önemsemeden alay eden Mağdurun figanını asla dinlemeyen, sabinin çığlığını işitmemek için hunharca katleden Bir neslin dramatik badirelerinde Hak ve hukuktan arınmış, hakikatin sevdasından sıyrılmış azınlık vehmiyle Çetelerin ve eşkâlleri alalanan nefeslerin hükümran olduğu yılların cefalı fermanıyla Nice başlar kesildi, idam sehpaları tertip edilerek seher vakti beklenmeden katledildi Yasama erki, yardı erki neredeydi Neden bağrımıza bastığımız kurmay askerler böyle bir garip halin içindeydi Yargı ve yasama sanki tekelleşmişti, çetelerin tertiplediği devlet tipi niye feciydi Emir veren saikler kimlerdi, istikrarı talan etmek adına aymazlık adeta o an karşımızdaydı Mustafa Cilasun |