DUYAR(SIZ)IZ
ne çok sevdik bireysel oyunları
atlarımızı gözlüksüz bıraktık korkularımıza yenilgimizden akın ettik çöllere zaptetme sevdasıyla kumsuz kaldı deve kuşlarımız avcılarımız bile, kafasız bedenlerde el koyduk tıpalarına şarap şişelerinin kulaklarımızda ölüm sessizliği... kör bakmaktayız yaşama sağır şimdi kulaklarımız tüm kayboluşlara... bedenimizin üstünde taşıdığımız gereksiz bir ağırlık, angarya... duyarsız yaşıyoruz duyarsız tükeniyor muyuz azizim? amipler geliyor usuma birden Darvin’in ruhunu şad edesim nedense? nasılsa kalmış hala sorgulama yetilerim cebelleşiyorum loblarımla doğru olan doğru muydu? cetlerimizden miras yanlış neydi peki? yetecek mi çözmeye biçilen ömrüm? bu ne şeytan üçgeni bu nasıl denklem? med-cezirlerin elinde iplerim... sallanıyorum boşlukta ürpertisinde anlayamamanın başım dönüyor dönüyor başım... velhasıl bakıyorum da tabelasına görünen köyün DUYARSIZ YAŞIYORUZ DUYARSIZ yazmakta... bitiyor muyuz azizim? Mezopotamya’nın Asi-l Kızı |
şiir hak ettiği yerde..
saygılarımla