KALLEŞ!...
İnsanı tersten vurur, insanların kalleşi,
Bilmek mümkün değildir, nasıl gelecek nerden.. Toprak dışa vurdurur kaldıramaz o leşi, Pis kokusu kaybolmaz, çıkar dokuz kat yerden.. Yüzüne güler amma kazar ardından kuyu, O da insan nihayet can çıkar çıkmaz huyu, Kör nefsi doymak bilmez haramidir beş duyu, Adı üstünde kalleş, gitmez silsen defterden.. Kalleşlik gende varsa çıkarır çabalayıp, Bazen mahzunca bakar acırsın insan sayıp, Veremezsen dersini hatasın yakalayıp, Kurşunu yapıştırır çıkmasan da siperden Yüzünde sahte güller, gülücükler belirir Girse beleş bostana kabuğuyla kemirir Boştan yere yer sanma öküz gibi semirir Karşına geçip güler ölsen bile kederden Isıracak ya seni göstermez dişlerini Senden çok takiptedir, bitirir işlerini Rüzgâr alıp önüne yapsa da çişlerini Zevki doruğa çıkar kazandığı zaferden Kalleşliğin vasfı çok tükenir mi yazmakla O gelir bulur seni, bulamazsın gezmekle İnan ki hırsın geçmez, boncuk gibi dizmekle Attığı her kazığı misliyle döndürmeden… 09.09.2009 Necati ŞİMŞEK Ankara |