VUSLATMüstesna gelişlerinde, Katar’lara selam durdu başaklar. Rayları öptü o hüzzam ötüşlü kuşlar. Şaşırdı… Dağlara aktı sular. Hezaren’ler def çaldı, oynadı sardunya’lar Şafak da sıcacıktık… Renklerimize yönelip elma kurt’larının dirileri, gerdeğimize yorgan dikti içlerinde en maharetlileri. Soluğundan kolye küpe yaptım… Halhal… Bilezik… Kıskandı nar taneleri. Şimdi tekrarsız gittin… Gel dese de kedi… Bilirim dönmezsin geri. Ölsem diyorum hani bu bozkırın tozlarında hemen… Alelacele verseler selamı, şu sefil bedenim musallayı işgal etmeden… Ve… Gömseler, kan damlası helallik vermeden… Söylesene… Dudaklarından kiraz masalları dinlediğim sevgili, bir umut mudur esasında benimkisi… Söylesene… Ölüm… Ölüm anlar da vuslatın büyüsünden, salar mı yaşama beni yeniden? Ahmet ARIK 03 Aralık 2007 Memleketim Ahmet Arık |
kaldığı yerde güzel olan misali sevgiliye, vuslattan kaçmayan değerli şair;
vurulan zincirin taşınması bir hediye ise size taşımakta usanmayan bir yürek vurulmuşluğun dizesinde hitaben gelen şiire ;
tebrik ederim emeği sunulmuş gize ve verdiği değeri sevgiliye
bende sevgilerimi bırakıyorum sayfanıza en içten dileklerim kaleminizin yazması ile
koca bir laf kalabalığı diyebilirsiniz elbette buna da saygım ile birlikte
dostça kalın