ÇOCUKTUM ERZURUM'DAŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Erzurum’da geçti çocukluğum....hayal meyal hatırlıyorum...bazı hatıralar iz bırakmış..bazı hatıraların tadı damağımda kalmış.. unutmadım...unutamam ki.. yaşlandıkça çocukluğa daha fazla yaklaşıyoruz sanırım..içimizdeki özlem hiç bitmiyor..
palandöken dağları..yamaçlarında mis gibi kokan kekikler..koşup oynadığımız çayırlar..coşkun akan aras...fıratın bir kolu olan murat suyu... uzun kış geceleri...televizyon yoktu...ev ev masal dinlemek için dolaşırdık.. bir masal vardı..kahramanı aklımda kalmış..hüsnüyusuf...güvercin silkinir hüsnüyusuf olurdu..her güvercini artık hüsnüyusuf sanırdık..yıllar sonra değerli şair İsmet Özel’in ’Bir Yusuf Masalı’nda yeniden okudum bu masalı.. Palandöken eteklerinde bir türbe var...abdurrrahmangazi...sahabe olduğu söylense de sanırım horasan erenlerinden...hemen o türbenin üst tarafında bir karartı var...onun ejderha olduğu söylenirdi..şehri yutmaya gelmiş ama abdurrrahmangazi engel olmuş..bu efsane bizim gerçeğimizdi..birgün çıkıp ejderhayı görmek istedik hep.. Erzurum’un kışları sert ve yamandı..sıcacık kahvehanelere sığınırdık..tebrizkapı’da bir kahvede son meddah Behçet Mahir hikayeler anlatırdı..Zaloğlu Rüstem...Şah İsmail...Köroğlu... devamını dinlemek için ertesi günü iple çekerdik.. horoz şekeri..çizgi oyunları..aşık ve misket oyunları..ya topaçlarımız...soğan kabuklarıyla boyanmış renk renk topaçlar..urganlara sarıp atardık yere..sonra elimize alır avuç içinde döndürürdük... bir de kamçıyla çevirdiğimiz topaçlarımız vardı... metalden yapılmış bir çember..ona bir halkayla tutuşturulmuş bir sapı vardı..saatlerce koşar çevirirdik.. bir masal..bir rüya idi..
Çocuktum Erzurum’da
Dağlarında periler vardı Cüceler oynaşırdı çayırlarda Kekik kekik dağları vardı Aras türkü söyler Karasu ağlardı Baharı bağlardı kar Hüsnüyusuflara açılırdı kapılar Gök renginde kanatlarım vardı Kanatlarım nerde kaldı Yaşamak mı O bir masaldı Çocuktum Erzurum’da Efsunlandı dağlar taşlar Abdurrahmangazi tuttu yamacı Evliyalar geçti nehirlerden Dualar uçtu üzerinden Yutulacak yer değildi Şehir oynadı yerinden Rüzgâr bulutları sildi Ejderha taş kesildi Çocuktum Erzurum’da Zaman hikâyelere akardı Gece uzun vakit dardı Oyun oynardı bizlerle Hasta hasta Şah İsmail Köroğlu gelirdi birden Diz vururdu şehir Ayvaz olurdu Sağ yanında Behçet Mahir Çocuktum Erzurum’da Kuşlar geceleri sağardı Periler yağmur yağmur yağardı Çöplüğünde öterdi horoz şekerim Çizin çizgileri Bu oyunda ben de varım Araplar düzünde Kamçılanır topaçlarım Bu rüyanın anahtarı kimde Zaman döner döner çemberimde Mehmet ÖZDEMİR |
Ruhumu Erzurum'a çekeleyip sararak oraların tadını, kokularını, güzelliklerini, içime bırakıverdi.
Teşekkürlerimle.