gamze
Şehir biraz hüzün kokar geceleri.
Hele eylülse kaldırımlara işlenen mevsimin adı, Hele yağmur çiselemişse, Birazda toprak kokusu karışıyorsa hüzne. Arabesk duygular beslerim işte o gece ben. Hiç dinlemediğim şarkılar dinlerim, Hüzzam bir beste oturturum dudağımın kenarına Şiir okurum, şiir solurum, Toprağa, yağmura, kaldırımlara, eylüle, Adında gamze olan bir sevda ısmarlarım. Eylül geçer, sonra sonbaharda durmaz Şehirde. O da eylülün peşinden gider. Parmağımda hiç yaralı öykü taşımadım ben. O yaralı öykü hep yüreğime işlendi. Bir aralık akşamıydı. Hani eylül geçti ya, ardından sonbahar da. İşte aralık ondan. Üşüyordum, kaldırımlarda karı ezerken. Toprak sus pus olmuş karın altında, Gece artık hüzün kokmuyor. Gece artık üşütüyor. Ve ben bu sefer; Kaldırımlara, geceye, kar’a ısmarlıyorum Adında gamze olan bir sevdayı. Her nefes bir koru alevlendiriyor içimde, Kaldırımlar beyaz, toprak beyaz, Çam ağaçları yapraklarını dökmemiş, yapraklar beyaz. Ismarlamışım yeni bir aşkı, Heyhat… Onunda, Gamze… Yüzünde… |
alkışlıyorum