BURASI ORASI DEĞİL SANKİ
Ahh eski günler,
Eskide kaldılar ama eskimediler. Hani çocukluğum? Ya mektep arkadaşlarım, neredeler? Şimdi yalnız tozlu raflardaki, siyah-beyaz resimler. Hasret işte bizimkisi; eski Istanbul özlemi. Aynı şehirde olmama rağmen; burası, orası değil sanki. Kadıköy’ün eski tadı, mahallelisi, komşuluk ilişkileri, O zaman televizyon mu vardı? En büyük eğlencemiz akşam yapılan aile muhabbetleri. Ada vapurları vardı; yandan çarklı. Hiçbir şeye değişilmezdi; Emirgan’ın çayı, Kanlıca’nın yoğurdu, Fatih’teki vefa bozası. Bizim zamanımızda sandallar vardı; Haydarpaşa-Kadıköy arası. O zaman daha Boğaz Köprüsü’nün fikri bile çıkmamıştı. Arabalar tek tük vardı sokakta. Dayım Kadıköy’ün ilk taksicisi meşhur Karpuzcu Mustafa. Ziverbey, Bostancı, Maltepe, Kartal, nereye baksan bostandı. Oralarda hep bostan kuyuları vardı. Etrafta atlar dolaşır, su çekmeye yarardı. Tadına doyum olmazdı muhallebinin İstiklal Caddesi’nde. Hele ki yazlık sinemaların; elinde gazoz, çekirdekle. İnsan huzur verirdi kokusu; erguvanın, zambağın, Her yerde karşılaşabileceğin ıhlamur ağacının. Çamlıca’da papatyalar içinde koştururdu annem. Ne güzelmiş o zamanlar, şimdi koca koca binalar, cehennem. İki dirhem bir çekirdek dışarı çıkardı insanlar. Nerede kaldı gerçek fötrlü Istanbul beyefendileri? Kuşdili çayırındaki bayramlar, Tel cambazlarının parsa toplayan yardımcıları, hokkabazlar… Moda, Caddebostan tertemizdi. Kalamış’ta bile denize girilirdi. Ahşap köşkler, eski mütevazı yalılar. Hepsi yakılıp, yıkılıp, yok oldular. Karatren, tramvay, troleybüsler. Sanki zaman daha yavaş akardı o vakitler. Ahh eski günler, Şimdi yalnız tozlu raflardaki , siyah-beyaz resimler. vadi tınay 13mart2008 not: şiir bana aittir anılar ise babama her bayramda bana eski İstanbulu anlatırdı ister istemez aklımda kalmış dizelere dökmek istedim.. |