Huzur ve Sefalet
Sefaletin elleri ayakları vardı
bize içirdiği katran karası çayları vardı. bizi o kollardı kötülükten acıdan sadece o korurdu kötü ruhlu hayından kış geceleri tülsüz pencerelerimiz vardı kırık camdan içeri soğuk rüzgar damlardı. korkmazdık ne soğuktan, ne açlıktan, parasızlıktan korkmazdık hastalıktan korktuğumuz kadar yalancıdan, namussuzdan, hayından kapımızı kimse açmazdı, Allahtan açılacak bir kapımız vardı. tahtaydı boyası yer yer atmış, menteşesi sökülmüş kalmış bakkal amca yollardı kimi zaman çırağı borç için gelse bile birinin kapıya vurması halen yaşayan birilerinin olduğunu hatırlatırdı. halen yaşamak için azmetmiş birilerinin... bulduk mu beş on defa kaynatıp içtiğimiz çaylardı içimizi ısıtan her şeye rağmen evimizin kimseye farkettirmediğimiz huzuru vardı. yatacak yerlerimiz dardı sobamız geceden geceye yanardı zavallı soba her gün üşümekten donardı. evin her yanında sefaletin damarları kanardı. üç öğün yemeğin kendisi yoktu mutluluk duyacak kadar adı vardı geçen her günün ruha işleyen huzuru vardı. her sabah gözlerimizi açtığımızda savaşçı elbiselerini giyinmiş başımızda beklerdi sefaletin ellerini bağlayan huzurumuzdu bizim kimseye farkettirmeden yaşarken böyle sefaletin elleri ayakları vardı bize içirdiği katran karası çayları vardı her şeye rağmen evimizin kimseye farkettirmediğimiz huzuru vardı... 2009 Veysi Bora |
para içinde onca yanlışa köyüye giden yürekte
karnı dok ruhu aç yürekte huzuru düşlemekte
çok geniş bir konu
kimine göre para iyi yaşam herşey
kimine göre sevgi güven huzur
nasıl baktıgın neyi halal ettigin önemlii
mükemmel bir şiirdiii
hüzün sorunda yaşasa huzur kokan bir ev birbirine güzel bakan gönüller gördüm sanki
selam saygılar