Sorgular/Taramalar/Aşklar/BoklarKuzeyin hoyrat çocuğu zayıf yüzünde fazlalık ifadeli bakışların var ki onlardaki hayata tutunamamışlıktır beni sana böyle iyi niyetli kılan ölü ve solgun bir gece gibi üzerine çöktüğümüz kolunu bacağını büküp yüzsüz bir karabasan gibi çöreklendiğimiz bir olmamışlıktı aşk çünkü bizim hiç aynı noktaya kilitlenen bakışlarımız olmadı hiçbir maçta aynı tribünde olamayacak kadar düşman yanındayken dokunamayacak kadar utangaç kokladığında hissedemeyecek kadar soyut /tuk yandan çarklı bir noktalama işaretine sığdırıldık sonra kısır bir döngüde sonsuz gelgitler.. bir şimşek çaksa seni hatırlarım şimdi benliğine ördüğün duvarlar kırılsın bu gece! ve izin ver içeri gireyim! |
okuduktan sonra yılmaz ın sesinden bir dinlesem şu çalışmayı diye iç geçirdim.
"bir olmamışlık" ha !.
ama sığıntı, ama ağlamaklı, ama af dileyen, ama isyan eden, ama haykıran bir söylem gibi dimi tek başına.
okşuyor aslında. ağlamaklı sesi titrek bir okşama ama bu.
şiirin bir retinanın ağ tabakasını yırtacak kadar kendinden emin.
"olmamışlık" bu kürsüde bir sandaldan sarkan küreğin suyu okşaması gibi masum görünüyor.
yanağındaki kırmızı bir ize dokunuyorsun.
şiir böyle bişi. beni sana iyiniyetli kılan da bu işte.