Eve doğru
Yahu üstadlar affedin beni,
şair olduk, zarurettir sebebi. Yazıp çiziyorum işte öyle ileri geri, maksadım ukalalık değil billa, sadece dökmek içimdekileri. Bugün trendeyim, evin yolu belli, çalıştım, anam ağladı, anlım terledi, sordum yinede, kendi kendime, yahu ne olacak bu memleketin hali. Karşımda oturuyor, güzeller güzeli, gözlüklü bir hanımefendi, düşünmüyor belki, benim memleketimin halini, ama onunda, bir problemi var, halinden belli. Aynı yolun yolcusuyuz amma, ait olduğumuz farklı farklı düş ülkeleri. Benim düş ülkemde, bugün savaş vardı. Cephedeydi beynimin her hücresi. Çekip kılıçlarını kalkmışlardı taaruza öyle ki, Dur dedi birisi, daha gitme ileri. Durdum! baktım saate, beş geçiyor yirmi biri, amman dedim, bu trenide kaçırırsan şimdi, almıyacak hanım, birdaha seni evden içeri. Düsündüm ailemi, evimin bahçesini, dedimki Ahmet, çok uzaklaştın evden, artık dönme zamanı geldi. Silikindim, cebime koydum düşlerimi, Karşımda oturan, güzeller güzeli, gözlüklü hanımefendi de gülümsedi, Gülümseyen dudaklarının arasından görünüyorlardı inci gibi dişleri, Utandım, soramadım neden gülümsediğini, anlamıştım ama, o da gelmişti evine, benim gibi. Ahmet BÜYÜKYILMAZ |
güldüm, güldürmek kolay değil.. tebrikler..bu güzel şiiire...