NE GÜZEL GÜNLERDİ ÇOCUKLUĞUMMavi beyaz gömleğim vardı, bayramlık, seyranlık. Birde deri ayakkabılarım vardı, kan kırmızı Gezmeyi çok severdim. Babam elimden tutar dolaşırdık, özgürce Orası benim burası senin akşam ederdik Balıkçı Yusuf amcadan kefali sırtladık mı tutardık evin yolunu Evde bir telaş başlardı akşam vakti, dillere destan Nenem hazır kıta beklerdi, sofrada eksik olursa kıyamet koparırdı Başköşede yerim hazırdı, yasak bölge misali Bir başka değerim vardı Ağzımdan çıkan emirdi, vur batlasın çal oynasın Şimdi ne mavi beyaz gömleğim var, nede balıkçı Yusuf amca Yok, artık nenemin hazır kıta bekleyişleri Ne güzel günlerdi çocukluğum Arkadaşlarla oyunu çok severdim, sokak aralarında. Anam despottu. İzin almak deveye hendek atlatmaya benzerdi Biz yolunu bulur çözerdik bağımızı sokaklara Dolaşırken arka mahallenin bahçelerinde Karabasan gibi çökerdik mahalleye İncir ağaçları bıkmıştı çomaklarımızdan, bir de evin pamuk kedisi Bakkal Nihat amca kapıda nöbet tutar, bağırmaktan halsiz düşerdi Bizsiz bir gün ona bayramdı. Kavrulmuş un çubukları, birde elma şekerlerinin abonesiydik Gazozcu geçerken evimizin önünden, alırdık günlük nafakamızı Ulan ne çocuklardık biz o zamanlar Şimdi ne incir ağacımız var, ne de bakkal Nihat amca Gazozcunun adı kaldı Onların yerini beton yığınları ve dev marketler aldı Ne güzel günlerdi çocukluğum. Fikret malkoç |