Tuz Ruhu
Bu kadar kolay mı batar güneş?
-tepenin ardına kaçar ya, ufuktan hani; -kızıla dönen bulutlar yumulur hafiften, -hepsi de sanki sana tebelleş! Oysa, zora koşar sinem beni; Çatarsa kaşını yâr; eserse karayelden, Sabrımı sınar kader; kahır aşılar dilime, -yani, zehir katmış gibi içine şıranın, -zerk eder ne varsa zerresinde, -tanesi kaça şu kırbacın? - inadına recm’eder, deşer yaramı; -tuz basar! İşte, böyle kabuk bağlar yüreğin, Kaçar gider sevdan o zaman, -birden, eylüle siner şu kelebeğin, Fırtına kopar; belki döner gelir dileğin, -ya su yolunda kırar testiyi, -yahut mühreyi söker, acıdan haberi yok! -fena sarsar! İzin verme hiç, gülme yüzüne! -bir de sen vur, şımarık eylül’ün beline! Kur çadırını bahara, niye gidesin kıraç çöllere? -kurda kuşa yem olmak mı niyetin? -yoksa kastın mı var dervişe? Hani, kestiler ya pastanı; “nice senelere! ”, -develeri bile kurban ettiler senin yoluna; -“ömrüne bereket! ” Gördün mü sen hiç, Zühre’yi? Eylül’e bir kere düştün mü; -mühür basmış dersin sağnak göğe, Katresini bile koymaz; kahretsin! -zira, sise biner rüyalar, Sabahı düşlersin zifiri zamandan, deliler gibi; -divaneye dönersin! Hayâl olur bazen kurduğun her şey; -kibrit çöpüne benzer düşlerin, -dağılır gider! Getirsene hadi, o zamanları geriye! -diline kilit; geveze gözleri! Çalsana şu zilleri; -cana susamış hayâleti, bir ses versin Ya da kanına girdiğin gecelerin, -ruhunu çağır! Ya, tut elimi benim! Yahut, ölü’mü gör! 16-17.09.2009 |