BARIŞTIR ADIM...
Barıştır Adım
Enkaz yığınları arasında gözlerim seni arar, Sürgün yemiş bir yürek diliyle nerdesin? Karanlık sayfalardan, öte, ırak yoldan geliyorum, yangınlardan, soykırımlardan,Olağan-üstü akşamlardan, Nedensiz ölüm tarlalarından yorgunum; Geç kalınmışlığıma ağıtlar yakarak… Barıştır adım ürkmeyin benden! ... Seni arıyorum hala ey insanlık! … Oysa bu ilk arayışım değildi seni. Kaç bin yıl önceydi,yine aramıştım: Sen yoktun. Tarihsel anların trajik demlerinde… Adın Kızılderili’ydi,sonra da yolladılar, Gökyüzüne milyonlarca yıldız boylarına… Ve sonra karaydı derin, kara ölümleri yaşattılar sana, İsyancı oldu,zenci gibi yaşamak istemeyen beyaz yüreğin. Yine bir sabah deminde,siyaha dönüştü mavi dünyan; Nagasaki’ de Hiroşima’da, ve geç kalmıştım… Ve şimdi,uzay çağında ölümlere gebedir bütün geceleri Gazze’nin, Kudüs’ün, Batı-şeria’nın Karanlık çöker çocukların gözlerine her saat. Daha dündü taze külleri,soğumamıştı Halepçe katliamının Bir tek,bebeğine abanmış babanın makus ölümleri kaldı fotoğraflarda… Tarih seni yenik saymıştı ve de suçlu! ... Oysa sen suçsuzdun ve de çocuk ey Halepçe… Ve gözlerim yaşlarla dolu; geç kalmışlığıma ağlarım hala … Daha bir çok dilde, dinde, renkte hep aynı jenosidi yaşadın, Aynı aile soyundan kanla beslenen vampirler tarafından… Ortadoğu soykırımlarında tarih yine aynı ağıtı, mersiyeyi dinleyecek Tarihin yazgısına, talihsiz bir not düşecek yine… Oysa daha öpülecek ten vardı,sevgilinin al dudağında gitmeden... Bir çay tadında gözlerine yumulacaktı titrekliğiyle gözlerim. Kan ter içindeyim, koşuyorum can havliyle! ... Çocuk gülüşlerini soldurmasınlar diye Mavi dünyamıza ölüm kusan bulutlar “Muhammed İsa aşkına” Bîkes, yatalak bir dünyalıyım sahip çık ey dünyalı, adım barıştır. Yoldaşınız, dindaşınız ve soydaşınızım… Yüreğinize sorun beni, derinliklerine kök salmış bir sevda çığlığıyım. Kur-an,Tevrat, Zebur, İncil aşkına Kovun savaşları yüreğinizden, ey insanlık! … Kovun savaşları dünyanızdan ne olur… Bana da yer verin barıştır adım… Dündar Sansur |
Tarihin yazgısına, talihsiz bir not düşecek yine…
Oysa daha öpülecek ten vardı,sevgilinin al dudağında gitmeden...
Bir çay tadında gözlerine yumulacaktı titrekliğiyle gözlerim.
Kan ter içindeyim, koşuyorum can havliyle! ...
Çocuk gülüşlerini soldurmasınlar diye
Mavi dünyamıza ölüm kusan bulutlar
“Muhammed İsa aşkına”
Bîkes, yatalak bir dünyalıyım sahip çık ey dünyalı, adım barıştır.
Yoldaşınız, dindaşınız ve soydaşınızım…
Yüreğinize sorun beni, derinliklerine kök salmış bir sevda çığlığıyım.
Kur-an,Tevrat, Zebur, İncil aşkına
Kovun savaşları yüreğinizden, ey insanlık! …
Kovun savaşları dünyanızdan ne olur…
Bana da yer verin barıştır adım…
YÜREK BURKULUYOR GÖZLER AĞLIYOR ŞİİRİ OKUDUKÇA
BİZ HALA HALEPÇEYİ UNUTMUŞ DEĞİLİZ BİZ HALA KAN REVAH KÜRPEÇİK BEDENLERİ
KİMYASAL KOKUSUNU GECE BOYU SİLAH SESLERİ MAYIN HAVAN TOP YEKUM FELAKET SESLERİ UNUTMADIK UNUTMİCAĞIZ UNUTAMAYIZ .....
YİNE DEĞERLİ ÜSTADIM YİNE HER ZAMAN Kİ GİBİ BAŞKA BİŞEY DEĞİL HER ZAMAN Kİ GİBİ DİYORUM ANLAYAN ANLIYOR SİZİ OKUYAN BİLEN ANLAR SİZİ SİZİN ACINIZI KENDİ ACISI OLARAK GÖREN ANLIYOR BOTANI SEVEN ANLIYOR BARIŞ BENİM DİYEN ANLIYOR BARIŞI SEVEN ANLIYOR ANLARR
SAYGILAR SELAMLAR SEVGİLER