KAN KARDEŞSuları buz kesmiş Iğdır’ın, Daha şimdiden. Kış nerede gözünü sevdiğim, Sonbahar bitmeden. Ve tanıştığım bir vakit, Taa Nahçivan’dan gelirken; Heyy Ağrı Dağ’ı gel tanışalım gayrı. Hasretliklerimiz bile aynı, Aynı marurluk. Tıpatıp aynı, geçmişe kök salmışlığımız. Ve geleceğe atılı köprülerimiz. Dalları altın sarısı üzüm salkımları. Gündüz tren garındayım Erzurum’un. Beklemek, Bir bankta, Karşım da ülkem haritası. Oklar atılmış gidilesi yerlerine, Şehirlerin sonları hep üç noktalı... Gecesinde tutmuş orospular Malum köşe başlarını. Ağızlarında bilindik küfürleri sokakların, Hırçın, saldırgan. Bir adım daha atsam, elleri saçımda dolanık, Dizlerim yerde kan, revan. Ve Pasinler Kalesi’dir, uzaktan el sallar, Yakınına davet var. Ve kuşatıldım sanki, Sanki esir kaldım. Kurtuluş için biraz tarih kurcalamam lazım. Bilmem ki kalenin mimarına mı, Şehrin valisine mi Hatır saydırmalıyım? Suyundan içtim senin, şehir Ekmeğinden yedim. Gel, istersen parmak kesip, Kan kardeş oluverelim. Artık küsmeyelim hiç. Hiç kavga etmeyelim. hasret çayır/ mayıs 2007 |