Monolog..
Yalnızlık tırmanırken omuzlarıma,
Terkisinde terk oluşların en yoğun duyumu; Benden içresin, yalnızca sen gördün Hüzünlerin renk sarmalında nasıl boğulduğumu.. Sen gördün yalnızca bir sonlunun, Sonsuz evren bahçesinde nasıl kaybolduğunu… Duydun mu ey kendim, duydun mu? Sözüm ona aşk iki kişilikmiş, Böyle savlıyor Behramoğlu… Doğru söylemiyorsun üstad, Bir ben, bir kendim, iki kişi etmiyoruz efendim.. Ahh yalnızlığın cilveli esrikliği, Kim bilir ki, gözlerimizde gebe olduğunu bulutun yağmurlara… Kim görebilir iç yangınlarımızı.. Kim anlayabilir fırtınalarda savrulmuş Ruhumuzun niçin kanadığını… Söylenecek bir şey yok artık, artık o gitti. Şimdi ondan geri bende yalnızca bir şiir kaldı… Uzundu, dalgalıydı, özgündü ama, Kızıl bayraktı saçları.. İnceydi, uzundu, zarifti ama, Duyguluydu emeğe, öyküydü parmakları… Mahzundu, bilgeydi, öfkeliydi ama, Hüzmesiydi ışığın, Kırk yıla hatırlı kahveydi bakışları…. Dirençti, kavgaydı, umuttu ama, Hepsinden önce, Yanağı gamzeli gülüşün sevdasıydı Benden yansıttıkları….. Sedat Akıncı.. |
Sözüm ona aşk iki kişilikmiş,
Böyle savlıyor Behramoğlu…
Doğru söylemiyorsun üstad,
Bir ben, bir kendim, iki kişi etmiyoruz efendim..
Ahh yalnızlığın cilveli esrikliği,
Kim bilir ki, gözlerimizde gebe olduğunu bulutun yağmurlara…
Kim görebilir iç yangınlarımızı..
Kim anlayabilir fırtınalarda savrulmuş
Ruhumuzun niçin kanadığını…
Söylenecek bir şey yok artık, artık o gitti.
Şimdi ondan geri bende yalnızca bir şiir kaldı…
çok güzeldi.