bir soruda yanmakŞiirin hikayesini görmek için tıklayın örgüler inatla çözülmüş ipek gibi saçlar dağılmıştı ihtirasın parmak uçlarıyla bir ömürlük denilen sevdaya her telinden binlerce umut saçarcasına heyecan akarken gençliğin ateşinden alev alev bir tek soruda yandı kül oldu tükenmişlikti kadınlığın adı " tamam mı ? devam mı ? "
bir varoluş savaşı
tutunma çabası sarılma kokuya sığınmanın en halleri insan eli gün ışığı değmemiş bir yüreğin en az yüz elli atımlık yakarışı duyulur belki aklın aşka yenik düştüğü bir küçük an her bir hücreye yayılan hazdan kalıntı bir küçük can bir müjde coşkusuyla üflenmişken ruh tamda ışık yer değiştirirken karanlıkla yol başında birleşmişti eller sıcak sıcacık ılık ılık akarken tutku saniye kadar tereddüt yaşamayan bedende yapış yapış ter içindeydi çok sevmişlik … sevinci tutuklayan silah gibi ayazlar ve bir ertesi gün yalnızlığıdır gözlerin önüne serilmiş kocaman boşluk sonrasında sonsuzluktaki bütün renkler siyahla boyanır güller inleyerek döker yapraklarını sözler duvarlara çarpıp tokat şiddetiyle geri döner aşk susar santim santim okşadığı tende yaprak misali titremelerdedir narin kadınlık acizlik gözlerin kan çanağı hali her bir öpücüğün umut dizdiği yüz görümlük kolye tane tane keşke olup dökülür geride kalmış ayak izlerine … adam ıssız bir koya demirledi cüssesine sığmaz anlaşılmazlığını ve gürültüyle temizledi boğazını yutkunup aşıramadığı sese dönüşememiş güçsüzlüğüyle kadın bir kayboluş öyküsünden geçti yeri inleten adımların kendi içinde yeniden var olma çabalarıyla ve sessizce yutkundu bir mucizeye sarılmanın ışık olmuş gücüyle defne // keşke o yolun sonu göz kamaştırsaydı... ve adam hala güçlü, kadın olabildiğince narin kalsaydı gözlerde… yoldaki binlerce pırıltı aşkına… // |
çok beğeniyle okuyorum.