Bir Anlık...
"Doğdum büyük bir hadise olarak geçmedi kayıtlara
Büyüdüm yalınayak Ve yüksek" Yılmaz ERDOĞAN Saatlere bakmaksızın yazıyorum Karalıyorum gördüğüm herşeyi Bir çizgi üzerinde buluyorum kendimi Sarhoşluğum başımda tepiniyor Ağır yükler düşüyor omuzlarıma Doğrulamıyorum düştüğüm yerden Sızıp kalıyorum ayrılıkların yol ayrımında Kimseler kaçıyor benden Ardına bakmaksızın Yakıp yıkıyorlar viraneleri Susuyorum Susmak düşüyor bu saatlerde payıma Ve susarak konuşuyorum Ve sen duymamazlığa yoruyorsun kendini Dilim acıyor seviyorum diyememekten Yorgunum Bırak usulca uzanıvereyim şurada Boşver bugün en mutlu günüm değil En umutsuz günüm olsun Ayrılığın kelepçelerini taşıyorum kollarımda Ki gözükmesin istiyorum Bilmesinler beni yaralı ve mahsun Oysa ben dağları ayaklarımın altında bilirdim Ama bir avuç topraktan ibaretmişim Sen önüne düşen yolları izle Ne de olsa benden uzaklara kaçıracaktır seni Ağlamalarıma inanma Seviniyorum içimden gidişine Bakma yüzüme düşen sadece bir perdelik hüzün Bir sonra ki perdede elbet güler yüzüm Sen gidiyorsun Tarihlere işlenecek bu sıradışı gidişin En mutlu günüme denk gelmiş Oysa ben hüzünleri bir sonraki durakta bırakırım Ve bugünden seni elbetde siler giderim... İyi ki mi doğdum o zaman Sade bir "mutlu yıllar" dileğiyle.... |
Selam ve Muhabbetle kalınız Efendim....