Rauf Rahim PeygamberÂlemlerin efendisi (s.a.v.) bir gün yola çıkmışlar; Yanında hazreti Ali, menzillere akmışlar. Yolda oynayan çocuklar, kesmişler önlerini; Tahta kılıçlar, tersine! Çevirmiş yönlerini. Demişler ki teslim olun, bizler çöl korsanları; Esir alıyoruz, yalnız, sahipsiz insanları. Kaldırmış da ellerini, Rauf, Rahim Peygamber;(s.a.v.) Şefkati deryalar gibi, kokuyor misk-ü amber. Biraz böylece beklemiş, demiş! Yorulduk bakın; Esirlere acıyın ve yollarına bırakın. Şartlarımız var demişler şunu-şunu isteriz; Alırsanız yolumuza sizi salar gideriz. Ya Ali (r.a.) sen git pazara al şu taleplerini; Kaldıralım esirliğin bari sebeplerini. Kendisi rehin olarak beklemiş yüce Resul;(s.a.v.) Çocukların gönlü olsun sevinçler bulsun husul. İlmin kapısı Şah Ali (r.a.) koşmuş gitmiş pazara; İstenen şeyleri almış ve bitmiş münazara. Onlar gitmiş yollarına, çocuklar gayet memnun; İşte bu Rahmet Peygamber en güzel ahlak onun. O cümle İnsanoğlunun halas’ına çalışmış; Hiç kimseyi incitmemiş halk içine karışmış. Bizler böyle bir durumda acep neler yaparız; Kendim için söylüyorum, hemen odun kaparız. Garibi-Salih Yıldız…….27.08.2009 . |
Şiirde anlatılan hususu ilk defa işittik...
Ne acı!...
Ne kadar uzağız!...
Ve Allah Rasulü (s.a.v.)
Ne güzel!...
Şu odunları başımıza vurma vakti gelmezden evvel Allah bizlere acısın da Sevdiği'nin yoluna sevketsin...
Yoksa...
...
Rûhunuza afiyet...
Muhabbetle...