Bıçak SırtıÖnce bir düştü gördüğüm, Sonra etten kemiğe büründü,gerçeğe döndü Mahzun,düşünceli dalgın bakışlar Rüzgarı kaybolmuş durgun göller, Okyanus yüzeyinde aysbergler gibi, Görkemli ve de heybetli. Bakmasını bilenindir, Görünümünün arkasındaki gizemi. Nergis narinliğindeki inceliği. Coşkun çağlayanlara benzer yüreği. Dedim ama sonunu getiremedim. Bugün kaç kâğıt karaladım biliyor musun? Hiç birini beğenmedim,anlatamadım. Hissettiklerimi. Elini tuttum,sıcaktı yandım. Nutkum tutuldu,sözlerinin peşi sıra. Çekmek istedim çekemedim,ama öyle kaldım sen bilmedin. Işığa uçan kelebekler gibi ışığına geliyorum. Yanacağımı,öleceğimi bile bile. Uzak kalamıyorum; hem korkuyor,hem de... Sardım seni; Toprak ağacın kökünü nasıl sarmışsa öyle. Sıkmaktan nefes alamamandan korktum. Gün batımında deniz meltemi,nasıl bir tat bırakırsa, Ruhunda ve bedeninde: meltemin esintisinde geliyorum dünyana. Sessiz ve de habersiz,sadece esiyorum. Bakmak ve görmek arsındaki farkı bilirsin... Ya lodosun sıcaklığında, Ya fırtınanın yıkıcılığında, Ya azgın dalgaların beyaz köpüğünde, Susuzluktan, boyun bükmüş bir çiçeğin renklerinde, Masum bir çocuğun ağlayışında, Söylenmemiş bir şarkının nağmelerinde, İlintisiz kelimelerin anlatamadıklarında. Çölde susuz kalmış bedevinin hararetinde, Ulaşmak istersin vahaya,ulaşamazsın. Gördüğün seraptır; peşinden gidersin yorgunluğun sıra. Ama asla ulaşamazsın,ulaşamadığın yorgunluklarında. Küstüm çiçeğini bilir misin? Dokununca yaprakları kapanır. Dokunup dokunmamak arasında kararsız kalırsın. Dokunsan çiçek küser,dokunmasan sen küsersin. Kestiremezsin aradaki uzaklığı... İki ucu keskin bıçak sırtı... Hareket etmekte öldürür,öylece kalmak ta........ Nisan Yağmuru20 2009 |
Işığa uçan kelebekler gibi ışığına geliyorum.
Yanacağımı,öleceğimi bile bile.
Uzak kalamıyorum; hem korkuyor,hem de...
tebrik ederim kaleminizi dost