DÜN GECE DÜNYAYA BAKTIM YILDIZLARDAN
Dün gece dünyaya baktım yıldızlardan
Tanıdıklarıma, tanımadıklarıma Yağmurlara karışan yaşlarımın arasından Toprağın kurumuş damarlarına aktım. Yaşanmışlıklar, yaşanmamışlıklar Ve kimbilir daha neler yaşanacaklar Görünce olur olmaz geri dönülmez yanlışlıklar Yaralı yüreğimi ellerimle yaktım. Ayakları prangalı kadınlar vardı yürek dağlayan Tokatlar patlıyordu peşpeşe yüzlerinde nefretle Ve eteklere tutunmuş çaresiz çocuklar ağlayan Göğsüme kocaman siyah bir kurdele taktım. Yalanları gördüm küçük, büyük Sorgusuzca inananı, kimbilir belki de çaresizce Bilselerdi ah, yalan beyaz da olsa büyük yük Boğazdaki dokuz boğumu on yaptım. Gece vardiyasında çalışanlar türkü söylerken Elleri bezgindi, nasır tutmuştu artık yürekleri Maden işçilerine ışıklı bir yol örerken Bildiğim tüm dualarla yaşanası ömre taptım. Dağ köylerine çıktım yamaçlardan atlayarak Karanlık yollarından geçerken mezradaki evlerin Ayışığını önüme katıp dalga dalga katlayarak Yemyeşil ve aydınlık yollara saptım. Emekçiler vardı meydanlarda ve öğrenci birlikleri Ve kısılmış sesleri hakka, hukuka çağıran Tükürür gibi çarparken yaşanan kirlilikleri Üç beş cümle kadar da orada kaldım. Uçaksavarları olmayan gücü tükenmişlere Yağmur gibi yağan bombalar atılıyordu Ağzı salyalı nefretle bilenmişlere Tüm doğruları unutup öylece bakakaldım. Saklayayım diye çiçekleri, güzelim kelebekleri Gönlümü yerden yere vuran umarsızlıkla Avlulara, çöplüklere atılmış tüm bebekleri İncitilmiş, kanayan yüreğime aldım. Gözleri bağlanıp tuzaklar kurulanlara İkiyüzlü hesaplarla açmazlara çekilip Bilinmeyen kuytu karanlıklarda vurulanlara Hiç kimsenin bilmediği yer altından yollar açtım. Mezar soyucular vardı insanlar kan uykudayken Bir gün aynı çukura gireceğini unutan Ne büyük gafletti bu henüz hayattayken Yüreğim ellerimde, arkamı dönüp kaçtım. Aşkı, sevgiyi, dostluğu gördüm bir yerde Eller kenetli, gözler yalansız bakıyordu Kirpiğimdeki yaşlardan seçemedim nerede Yüreğimdeki tüm sevgiyi yeryüzüne saçtım. |
Dün Gece
kanatsız bir kuşun terkisin
seyre daldım alemi
çatısız sırça köşklerde matemler
sazdan kulubelerde şölenler
gördüm
billur kadehlerde zehir
tahta kaselerde şerbet sunan
elsiz sakiler gördüm
kuş sütüyle beslenen açlar
gördüm
yer titredi toprak kaydı
birleşirken iki beden
kuştüyü yataklarda küs
kuru topraklarda,tekleşen çiftler gördüm
ağladım
yağmurun üşüdükçe kara
yüreğin üşüdükçe hara döndüğünü
gördüm, ağladım
kuytu köşelerde seviştikce
zaniye dönüşen
masumlara ağladım.
güneşe dokundum, ellerim yanmadı
anka kuşu kaf dağının ardında değilmiş
deniz kızları da deniz de.
birleşmeden sevişmeyi bilen, deniz erkekleri varmış
bedenleri tam
öptüm tek tek ıslanmamış saçlarından
dün gece
seyre daldım alemi...
simsiyah65
saygılar.