GÜZ YORGUNU
vefa
kurşun gibi güzdü yorgunuyduk mevsimin çokça gülmüştük evvel sevmiştik yaşamayı direnişlerde kendimiz için değil sevgimiz için sustun şimdi ansızın birleşti kirpiklerin güz yorgunu nasıl yaşanır aşklar nasıl yazılır şiiri böyle deli divane nasıl sevilir soracaklar ne diyeceğim kurşun gibi güzdü afişlere boyun eğmişti şehir dilimizde en kutsalı kelimelerin yalnız ölmemeye yeminliydik kendimiz için değil kardeşlerimiz için öyle sızgın gülümseme yüreğimi böldüm güz yorgunu nasıl büyür kavga nasıl çözülür düğüm görmeden toprağın rengini nasıl duyulur gül soracaklar seni söyleyeceğim anlatı büyüdü yüreğimiz ezberledikçe kudurmuş yalnızlığı ve yoksul rezilliği korkulara düğümlü yaşamaya çalışanlar bilemedi bizim kadar yasakları yaşamakla dirilen güzelliği huzur Nuh’un gemisi onu hiç tanımadık ve fakat kavgamızı büyüttük asırlarca tufana kaptırmadan sustur ağlamalarını sezdirmediğin umudu yitirdiğin seferde ara unutma ki sana göremediğindir en yakın olan not yorgun ve kimsesizdiler güneşe vurgun öldükçe dirildiler savaşçıları onurun dilsizdi sorguları yılları devirdiler bilemeden baharı kıyıya çekildiler ümitsiz değildiler zehir düşleri vardı tek kalemde sildiler adları Yusuf kaldı Abdullah Çevik |
Dupduru anlatımı ve şiiri nesirden ayıran temel özelliğin kelime tasarrufu olduğunun, gereksiz bağlaç ve eklerdenden arınmak olduğunun bilincini yansıtan çok değerli bir eserdi.Yine duygu ve düşüncenin baştan sona değişmez ritmi ve bütün şiire dağılımındaki şairene ustalık cezbediciydi.Eserlerinizle geç tanışmış olmanın hüznüyle yetkin kaleminizi tüm içtenliğimle kutluyorum.Teşekkürler şiir için.
Gönül emeğiniz varolsun.
Saygılarımla.