Dağların kayalara, buse attığı yerde,
Ağarırken tanyeri bulutlar perde perde,
Güneşin tutulduğu, ufuk altın kemerde,
Dalgalarıyla deniz, beyaz dantel örer de,
Yosun kokularıyla serin rüzgâr eser de,
Çeşm-i cihan Amasra, Fatih kokar seherde.

Masmavi Karadeniz, yakamoz ışıltısı,
Kamaştırır gözleri, güneşin pırıltısı,
Dağların Akarsu’yu, Barış’ın şırıltısı.

Yeryüzüne minyatür cennetin yansıması,
Ruhları dinlendiren, asudelik deryası,
Yeşil orman, mavi gök, engin deniz dünyası,
Dolunayın öptüğü, göklerin süreyyası,
Hırçın Karadeniz’in sedasız vaveylası,
Çeşm-i cihan Amasra, gönüllerin rüyası.

Dağların eteğinden yıldız barışa akar.
Tarihin giz elleri kaleye doğru bakar.
Uzaktan geçen gemi, huşuyla selam çakar.

Mimarların mimarı, özenerek yaratmış,
İnsan haz alsın diye cennetten parça atmış,
Gökkuşağı rengiyle mevsimini donatmış,
Yeniden doğmak için güneş burada batmış,
Dünyanın güzelleri sahillerinde yatmış,
Çeşm-i cihan Amasra, sanattan da sanatmış,

Çam kokulu ormanlar, her zerrenize siner.
İhtişamlı doğayla derdiniz kalmaz diner.
Burayı bir kez görüp, ayrılan yine döner.

Yeşil ipek ormanlar mavi kadife deniz,
Bakacaktan bakarken su üstünde olmuş göz,
Bu aşka zebun olmuş Bizans ile Ceneviz,
Yakamozla raks eden suları bir görseniz,
Gözler bayram ederken şiir olur dilde söz,
Çeşm-i cihan Amasra, gönülde balık ol yüz,

Poyrazın okşadığı deniz kokan yamaçlar,
Çifte koylu kıyılar falezli dik kayaçlar,
Denizde kayık olmuş şimşirden sert ağaçlar,

Güneşin batımında kızıllaşan akşamlar,
Envai bitkilerden salatalı ikramlar,
Gölgesiyle devleşen yamaçlardaki çamlar,
Buradan veda hissi yürekte olur gamlar,
Bir ömür böyle geçsin asudeli yaşamlar,
Çeşm-i cihan Amasra kabul olur meramlar,

Ey ülkemin gizemli keşfe açık köşesi,
Melankoliğe bile sürur veren neşesi,
Anadolu incisi, aşk kokan menekşesi,

Tarık TORUN
16.08.2009-AMASRA