KIRIK PENCERE
Kırık Pencere
Numan Kambur Gecenin o kahrolası karanlığında oturuyorum yine Gıcırdayan sandalye, artık ötmeyen bir guguklu saatle Kırık bir pencereye sahibim sanırım Bide üzerime vuran soguktan uşuyen titrek ellere Bişeyler karalıyorum hiç durmadan Kağıt israfından başka yaramıyor hiçbirşeye Bu anlarda özlemlerim çoğalıyor o eski benlere Mutlu olan , gülen,en çokta umutlu bir bene Tekrar doğma istegim depreşiyor hemen ardından Arkasından bunu yapabilmek için uyumaya yeltenmem Uyumakta bir saçmalık ya bu saatten sonra Artık dalamıyorum o istedigim uzun düşlere Keşke çocukken ki gibi olsaydı rüyalar Uç deyince uçsaydı bedenim yada ışınlanabilseydim istedigim yere ... Yine birşeyler saçmalıyorum Bu gidişle kağıdımda kalmayacak elimde. ... Ama suç bende değilki suçu atabilirim o meşhur kadere Zaten çocukluktan beri demezlermiydi kadere inan oğlum diye Bende büyüdüm bende teslim olabilirim artık alnımdaki o meşru deftere Sayfalar dolusu boş günü yazsada defterim Öyle sayfalar vardıki değerdi karşılıksız ibadete Ben olsam tek sayfadan fazla israf etmezdim ya kendime Dendenler koyup dururdum sayfanın herbir yerine Doğsun, büyüsün,sevmeden ölsun diye Sigara kadar zararlı,dumanı kadar geçici, zehiri kadar acı Sevmek nedir ki doldursun o önemli satırları Hala saçmalıyorum ya zorluyorum sınırları Ama artık vaz gectim atmıyorum kağıtları İlaç niyetine içmenin zorluğunda Zorlada olsa inandırmam lazım kendime bu yalanları Ama nasıl Nasıl söylerim kendime o tek kagıda ismini yazacağımı Nasıl söylerim kendime zehrini hala içimde yaşadığımı Yine uyumak en güzel çare olarak gözüküyor ya Nasıl söylerim rüyalara göstermemesi gereken kadını Ne zaman birşeyler yazmaya başlasa bu titrek ellerim Yine sana bağlanıyor satırlar alnımdaki hersatır gibi Nerden geldim nasıl başladımki ben sana En son bırakmıştım kendimi kırık bir pencerenin karşısında 19/11/08 02:29 Numan Kambur |