NE DÜŞÜNDÜĞÜNÜ BİLİYORUM…"alıp başımı gitsem" diyorsun biliyorum yanında kimse olmasın kimse arayıp sormasın kimseler bulamasın hatta gittiğinin bile farkına varılmasın birikip göllenip yağmurlarca sonra benden gitmelerin gibi buharlaşıp uçmak istiyorsun savrulmak istiyorsun biliyorum bir avuç kum gibi gözlerime dolduğunca güvercin kanadından düşen akça tüy gibi döne döne uzaklaşıp gitmek istiyorsun yüzünü aşkla yuğduğun o şadırvanlı şehrin kubbeleri seni anlasın istiyorsun kurşuni bir tipi başlasın dönmene ihtimal kalmasın hiç okşamadığım saçlarında her gün bir yeni tel daha vedalaşıyor siyahla aynalardan biraz daha uzağa kaçmak istiyorsun Yunus’u Emrah’ı Mesnevi’yi unutup aşk-ı sevdâyı beni ve bütün ezberlerini fırlatıp altın çakmağını kol düğmelerini ajandanı rozetini kartvizitini senin olan ne varsa her şeyi hasılı dilimin her gün inkâr edip gönlümün yeniden yazdığı seni zamandan mekândan silmek istiyorsun ... yorgunsun uykusuzsun cadı kazanlarında kaynayıp kurtlar sofrasında sabahlıyorsun keşke bu kadar bilmeseydim seni avucumun/canımın içi gibi bir tek beni kandıramıyorsun… Ceyda Görk |
cadı kazanlarında kaynayıp
kurtlar sofrasında sabahlıyorsun
keşke bu kadar bilmeseydim seni
avucumun/canımın içi gibi
bir tek beni kandıramıyorsun…kandırmak isteyen kim ki?sonunda ölümde olsa seni kandıracağıma senden gelen ölümü tercih ederim
yüreği güzel annem çok hoş bir şiir helede senden dinlemek sabahlarımı neşelendiriyor sağol