Açıl susam açıl...
“Allah yoluna tutacağımız bu siper
Bin kere Kâbe’ye gitmek demektir. Bu toprak bizim, biz de bu toprağın sahibiyiz. Diyen hasan çavuşu sırtından vurdunuz siz Yaşasaydı şimdi yüzünüze tükürmezmiydi. Bir damla göz yaşının yürekteki yangınını bilir misiniz siz Hiç ciyeriniz yandımı bir evlat acısıyla Aylarca bir elbiseyi kokladınız mı hasretinden yanarak Buz gibi mezar taşını kucakladınız mı hiç yavrum diye Nerden bileceksiniz’ki Hiç yüreğinizden vuruldunuzmu siz. Hayat bir armağandı onlara Aslan gibi deryaları heder ettiniz Doğumla ölüm arasına kalleşliği eklediniz Ne uğruna şehit olduklarına sevinecekler şimdi Bağırlarını delen kurşunun tetikçisini kucakladığınız için mi? Onlar vatan toprağı diye bağırlarını siper etmişti Ne bilsinler sizin güroymak ilçesine Norşin diyeceğinizi Potamyaya hoş geldiniz pankartıyla karşılanacağınızı Ne bilsinler. Kötülerin üzerini karla kapatma gibi bir telaşınız var Gaflet içindesiniz Kimse değişmez sizinde değişemediğiniz gibi Bahar yağmurları karı yıkayacaktır Tıpkı denizin pisliği iade ettiği gibi Gerçekler kucağınıza dolacaktır. Ardınıza bir bakın Binlerce şehit mezarı dikilmiş feryat ediyor Benim Şehidimin ve gazimin hakları nerede Şehit anasının babasının hakları nerede Benim haklarım nerede Bizmi başlattık bu kahpe savaşı Söyleyin. Hangi şehit ailesini kucakladınız onları kucakladığınız gibi Söyleyin kime sordunuz yalakalarınızdan başka’da Açılım peşindesiniz. Açılım’mış? Açıl susam açıl Kırk haramiler doymamış ihanete İmralı köpeği salınacakmış... Tufan Genç |