Ya kal, Ya da git...
Hangi cümlemin noktası olmak istiyorsun,
Ya kal, ya da git… Misafir duruşların var ellerinde Dökülmüyor dudaklarından tek bir kelime Başına bir silah dayayıp “Konuş ulan” Diyemem ki Masumluk gizli benim ruhumda Hancısıyım ben bu gönül köşkünün Çekinmeden söyle Nedir isteğin ? Biraz mutluluk mu Ya da Sevilmek mi, Aşk mı…? Yok öyle susmak, Derdi olmayan uğramaz buraya Derdini bırakmadan gitmez… Ve bitmez acılar… Her gelende aynı hikâye, Aynı umut… Bak saçlarım siyaha hasret, Aynaya bakmayalı kaç yıl oldu kim bilir, Kim bilir yüzümde ki çizgiler daha da derinleşti.. Talan oldum, Yalan oldum da Hiçbir yârin gönlünde kalan olmadım, Olamadım… Ne geceler geçirdim, Ne ağır kışlar, Değil misafirce kalmak, Kapımı çalan olmadı… Bakma öyle misafir deyişime, Her gelen misafirdi ya bende, Dilim tutukluk yaptı sadece… Kusura bakma, Sevgiye karşı tüm bilinenleri unuttum, Sana hoş geldin diyebilirim sadece, Ardı sıra takılmış aşk kelimelerim kalmadı, Hepsi tükendi yıllar önce… Bilirim çok şey bekliyorsun, Ne kadar, Nereye kadar, Sende gidersin günün birinde, Çünkü ben çok giden gördüm ama kalanı hiç görmedim.. Sende yak git tüm sevmeleri, Ben yanmaya alıştım zaten…. Ya kal, Ya da git sessizce… Şair Ceketli Çocuk |
ben hep konuk ettim
kapılarım kilitsiz açık
lakin neden bilinmez
kısmetim kapıyı çalmak oldu
buyrun diyen yok
her vardıgım kapı aralandı ve kapandı zamansız
dönüşüm hep kendime yalnız odalarıma
harika dizelerdi
yüreginize saglık selam saygılar