Son kararım.,
Bir yıldızın bacağından, asılıp tutunacağım
Anarken dünyanın vefasızlıklarını, yutkunacağım Yaralanmışlık kirinden günahların, zarureti bu çağın Son kararım: Miraca kaldırıp gönlümü, seyyare olacağım Ey ulu gök; yok mu yırtık bir yerin ki, kaçmaya müsait Deryada havalanan balıklar misali, semada süzülerek Yüzün göze nur saçtığı alemlere, sonsuzluğa sona ait Mana bezm’inde, muhabbet ama tek söz tek yürek Anavatanında aşkın, nutkunu alacağım Samanyolu’nda, izini sürüp de kutlu izdivacın Dilimi süreceğim diline, “ma huve şifaun.,” denilen ilacın Acısından bi-haber, sırtımda şakıyan kor kırbacın Üstüne yürüyeceğim, altında katran kaynayan sacın Amin diyeceğim duasına, bir lokmaya şükreden açın Ve ilanihaye semanın sofrasında sohbete kalacağım Kestik mi? Yılan hikayelerinden umudu kestik Al gülüm, ver gülüm. Ne bir fazla, ne bir eksik Sidre-i Müntehadan mir’at-ı Mücellaya sallanır beşik İsrafil üfürdü bizi, rüzgarlara dolduk yer yüzüne estik Nice kapılar geçtik de, şimdi geçilecek eşik, bu son eşik El ele tutuştuk, hep bir ağızdan tekbirlerle birleştik Bize yorgunluk veren ayaklarımıza dolanan serkeşlik Düşe kalka mualla da, amanı ma derman bulacağım Dünyadır adı sanı, yüreğime ateş aldığım yerin Dün avuçlarımdaydı hüzün, bu gün serin mi serin Bir badireye on takla atar, karşılığında cılız bir aferin Alırsam ne mutlu vesselâm.., Bana beni geri verin! Aldanmaya müsait im. Haine “Hasbünallah” derim Dayanağım Haktır, Huda’dır, velev ki “Allah Kerim” Kindar olanın sevmediği ve gözüne batan cerimim Gücünün yettiği yere kadar, doğru söyleyen neferim O benim, lüzumunda, “Vatan Namustur!” diyen erim Son kararım: Her halükarda Allah’a (c.c.) kul olacağım Mehmet Sani Özel 10.08.2009 YARDIMCI SÖZLÜK Zaruret = Çaresizlik. Muhtaçlık. Sıkıntı. Yoksulluk. "Zaruret, haramı helâl derecesine getirir." Bir nevi zorunluluk. Mirac = Merdiven, süllem. Yükselecek yer. En yüksek makam. Seyyare = Bir yerde durmayıp yer değiştiren. Gökte veya güneşin etrafında dolaşan yıldız. Kervan, kafile. Mana bezm-i (Farsça) = Sohbet meclisi. Muhabbet yeri. Yiyip içme, îş u nûş. Meclis. Nutuk....= (Nutuk) Söyleyiş, söyleme kabiliyeti, konuşma, hitabet. Dervişlerce büyüklerin manzum sözleri. İzdivaç..= Evlilik. “ma huve şifaun.,” = İsra 82- Biz Kur’an’dan, mü’minler için şifa ve rahmet olacak şeyler indiriyoruz. Zalimlerin ise Kur’an, ancak zararını artırır. Bi-haber =..Habersiz, bilgisiz. Şakıyan..= “Şak” sesi veren. İlanihaye..=Sonsuza dek Sidre-i Münteha..= Cebrail’in (as), Peygamberimize asıl şekliyle göründüğü, inciden yapılmış köşkleri ve misk kokulu topraklarıyla Cennetü’l-Me’va’nın gövdesi olan ve İlahî nurlarla aydınlanmış bulunan ışıl ışıl bir alemdir. Mir’at-ı Mücella..= Parlak ayna İsrafil.. = Dört büyük Melekten biri. Serkeşlik.. = Kafa tutma, baş kaldırma. Mualla.. = Yüksek, yüce, âli. Makamı ve rütbesi yüksek. Aman.. = (Emân) Emniyet. İmdat. Yardım dileği. Afv, ricâ, niyâz. Derman.. = Çare-i necat, kurtuluş sebebi. Badire = Felaket, musibet. Vesselam = İşte o kadar, artık bitti, bundan sonra selâm. Hasbünallah = Allah c.c. bize yeter. Cerim = Kabahatli, câni, suç işlemiş. |