42
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
2136
Okunma

ÖNCE
Sen benim kimseye gösteremediğim
Ruhumum da ki yalnızlığımı paylaştığım resimdin
İsimdin yüreğimde
Ve yorgun akşamlarda dinlerken sesini
Dingin suların meltemle gelen yosun kokularındaydın
Renktin gözlerimde
VE
Gidişlerimiz vardı bir zamanlar
Vakur dimdik sevdalara doğru
Ve dönüşlerimiz,
Eline bileti verilmiş yolcu edasında hüzünlü
Kadere idi serzenişlerimiz.
Yok yere ağlamamış mıydık sevda uğruna?
Yok yere dökülüp saçılmamış mıydık umutsuzluklarda
Mevsim artığı sarı yapraklar uçuşurken sokakta
Kelimeler diziliyordu boğazımıza bir bir
Ve hüzün düşüyordu akşamlarımıza
Bilirdik aslında buz kesmişti yüreklerimiz
Ayaza çalmıştı sevdalarımız
Ve oturur ağlardık
Arkalarından ağıtlar yaktığımız hayatlarımıza
Siyah kaplı defterimizin beyaz sayfalarına
Kızıl mürekkeple şiirler yazardık
Ve kan damlardı artık mısralarımıza
SONRA
Sonra unuttuk her şeyi hiç bir şey olmamış gibi
Yeniden bakındık etrafımıza
Yeniden sevmeye kalktık fitursuzca
Elbet olmadı,
Elbet hiç biri tutmadı ilkinin yerini
Zembereği boşalmış saat gibi boşaldık şuursuzca.
VE DAHA SONRA
Hüzün yoldaşımız oldu ve yalnızlık kardeşimiz bağrımızda
Yürüdüğümüz yollar çatalladı hep
Bitti beklentiler, acılar çöktü üzerimize uğursuzca
Köşeye atılmış eski bir masalın sayfalarındayız artık
Kim okur, kim bilir yaşadıklarımızı
Ki hepsini anlatmıştık sıra sıra kusursuzca
…..
Ve daha sonra yaramaz bir çocuğun ellerinde parçalandı masal
Unutulduk.
Yazılmayı bekliyoruz yeniden, umutsuzca.
Hüseyin AKOVALI