Yol Şiiri
gönlümün güneşi batıyor gözlerimde
ve sen yine hayallerde kalmış bir gecenin, her dakika yeniden doğan ceninisin... bir ağlamaktır basıyor cümlelerimi kelimeler düğümleniyor boğazımda... seninle yaşanan yetinmelerin uçurum kenarındayım artık... bir adım ötesi de gerisi de sen... anladım ki ! hangi sapaktan yola düşsem adres hep SEN... karşındayım işte... ellerimiz sımsıkı kenetleniyor. dişlerimiz kırılacak arasına sıkışmış özlemden... kanlanmış gözlerini kaçırıyorsun benden, duble ayrılıkların şerefine çınlıyor kadehler... ben gözlerimi daldırmışken hayallerinle derinleşen denize elimde bitiyor dalından kopardığın goncası açmamış kırmızı gül... beklenen sevda gecesinin açmaya hazırlanan zavallısı, bir an kendime benzetiyorum rengi çabuk soluyor... dilimizde yine zeki müren şarkısı... sen kimseyi sevemezsin, sevmeyeceksin... bir intizardır alıp götürüyor aslında ikimizde biliyoruz, sevemeyeceğiz sevmeyeceğiz... ’bana yazdıklarından vazgeçme’ diyor adını üzerine işlediğin, ömrümün en kıymetlisi kalemin... onunla anlatmak seni beyaz kağıtlara, apayrı güzel oluyor... kendi hicranımı mürekkebim yapmışken şimdi senin kanınla yazıyorum bu sessiz satırları... gönül yarasının üstüne sıkılmış bir kurşunu veriyorsun avuçlarıma... yarama tuz basıyorsun ey yar! gece zifiri karanlık, yıldız yok diyorum gökyüzünde cevap veriyorsun ’yeryüzüne sen inmişsin sen parlıyorsun...’ avucumun içine bıraktığın,ellerinin sıcağında ki o kurşun gönül yarasına kapak oluyor, ah benim deli sevdam... sol yanımda asılı kalan adının yanına bir çentik daha atıyorsun... sızlıyorum, sızıyorsun... seni özlüyorum... Elif Battal 03 Temmuz 2009 Mekan şehirler arası bir otobüs, yalnız gidilen bir yol... Zaman karanlık gece yarısı... |
kutluyorum kaleminizi..
Saygılar.