Fırat...
Fırat’ın kıyısında
ayağım taşa değse sanırım açmazdayım, Ağlarım sessizce, göz yaşlarım karışır Fırat’a Oyy Fırat... Ağıt ağıt ağlarım annemin ninnilerinde beni sevişi gibi uykusuz ama dingin sevimli yani; Anne yürekli.... Ah Anne, kızıl kana boyanırsam Fırat taşır yükümü bükülmez belim belki bükülür dizim ama Anne bilesin sensin içimdeki türküm ve de son sözüm. Oyy Fırat, yılan gibi kıvrım kıvrım düşlerim yatar kıyılarına engerek piton zehir zemberek ve sen sesimi kısarsın sesimi... al elimden mendilimi Anne el sallamam lazım mendil düşmesin elimden elim düşsede bedenimden... Ve toynaklarında aşk saklı bir tay gibi dolu dizgin yelelerimden yağmur suları sızsa ne gam ben Eleşkirt’im eleştirilmişim belki çakal ağızlarda unutma ben bir çocuktum Annem’in kollarında büyürüm yumruk yumruk Anneler büyür sinemde şimdi Özlem doluyum... |
yılan gibi kıvrım kıvrım
düşlerim yatar kıyılarına
engerek piton
zehir zemberek
ve sen sesimi kısarsın sesimi...
al elimden mendilimi Anne
el sallamam lazım
mendil düşmesin elimden
elim düşsede bedenimden...
Ve toynaklarında aşk saklı bir tay gibi
dolu dizgin
yelelerimden yağmur suları sızsa
ne gam ben Eleşkirt’im
eleştirilmişim belki çakal ağızlarda
unutma ben bir çocuktum Annem’in kollarında
büyürüm yumruk yumruk
Anneler büyür sinemde şimdi
Özlem doluyum...
dicleden
selamlar.
saygımla.