Yağmur Tozları - KarşıYağmur Tozları Ben eskiden kardelenlere komşuydum Hem de kar çağında Hem de aşk çağında Uzun ince giriyordum hayatın rahmine, uzun ince Ayaklarına dolanırdı vaktin kara saçları Karlar yetimi kardelen ben eskiden Tarla bizi neylesin, tarla bizi tohumladı Başak başak dökülmenin nedeni bu Saçılmanın kaygısı yele böyle Aptal bir haritayı boydan boya gezmek bize kısmetmiş Bize yazıldı tren yolları Günü birlik öpüşmenin nemi, gemiler Raylar hasret ölüleri, rıhtım hüzün çıkmazı Kıyılar eski aşkların onarıldığı alan tekne leşleri şehir bir de apış aralarına, saçaklara sıkışan a.ş.k. Düşündüm, ağzıma bir lokma söz koymadın Kestim uykuyla yakınlığımı, hazroldayım Anlamıyorum soğuk sıcak ne Güzel çirkin kimin adına kayıtlı Kimin emrinde çalışır zaman? Günlük ekiyorum toprağa, geriye bakmayın sakın Ağaca çıkıyorsun yol bulunur oradan öte nasıl olsa Geçer suyun hükmü, biter kızgınlığı dalın Düşer meyve yürekteki derinliğe Kesilir dünyanın ayakları yerden Sonuç… sonuç… ve sonuç intikal Geçişmek iç içe Velicem Yılmaz Temmuz 2009/Ankara Karşı Yaşı ilerlemiş genç bayanlar, cesaret lütfen Balkona çıkın ip atlayın ay ile Seksek oynayın rüzgarla , yar yoluna bakın Aşklı karıncaya binin, sevdalı dolap mesela Ne de uygundur su hayatınıza Koymayın beni yalnızlığın mezarına Yaşıyla arasını düzelten gösterişli bayanlar Eskiyi silin, açın kalbinize beyaz sayfa Ben deniz diyorum güneşin karnını doyuran renge İnadın inat “gök” diye yırtınıyorsun “ağaç” diyorum rüzgarın uyuduğu eve Başlıyorsun itiraza “o sıradan bir pencere” Benim su dediğime taş diyorsun sen Ahhooooooo! Bu gün de burada biter Vatanın paçalarına yapışan düşmanlıklar sağır En çok da kasığındaki tümceyi seviyordum Tutup onu paragrafa tamamlamayı seviyordum. Göğsündeki hanımelini Tutup çay ekmek yemeyi parmaklarını Issız dağ başlarında ağlayan çeşmeyi sevdim Sürümden kalkmış bir tanrıya inanıyorum en çok da Velicem Yılmaz Temmuz 2009/Elvan |