Mucize değil kader, bu dünyaya intikal Bir can solarken akşam, bir can açar şafakta Güneş doğar ve batar, doğum ve ölümden hâl Vesvese büyükse de, o bir zerre hak, Hakk’ta
Nefis helâl bulursa gözlerde menzilini Gök bir bağ-bahçe olur, yer hoş sofrada sini Oturtur başucuna doyurur sahibini İki iştah; biri yer, biri ağlar damakta
El mideye çalışır, mide cimri bedene Ölüm; nihai perde, hayattan el çekene İlâhi bir emirle kapanmadıkça çene Muhabbet sürecektir bir evde bir sokakta
Bazen dizler bükülür başlar göğe değerken Bazen mühlet istenir ve vakit dolar erken Mal, mülk; huzur, dün, bugün, şu gün, şurada derken Ansızın durur zaman dönüp durduğu çarkta
Mucize değil; mutlak, gerçekler sır içinde Basit gelen dünyanın idraki ekmel dinde Cepsiz kefenli beden toprağa değdiğinde Bir önceki hâl kayıp nazlı dünyasız farkta
Paylaş:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Bazen dizler bükülür başlar göğe değerken Bazen mühlet istenir ve vakit dolar erken Mal, mülk; huzur, dün, bugün, şu gün, şurada derken Ansızın durur zaman dönüp durduğu çarkta
Mucize değil; mutlak, gerçekler sır içinde Basit gelen dünyanın idraki ekmel dinde Cepsiz kefenli beden toprağa değdiğinde Bir önceki hâl kayıp nazlı dünyasız farkta
Teşekkür ederim bekir kardeşim sağolasın,birde şu sadist insanlar biraz buralardan nasiplerinip baksalarüdünyamız ne güzel olurdu değilmiydi.Başda demirel.
Edebi yönü zaten muhteşem.Ustaca yazılıyor.Hele bir de mana yumağı var ki işte o bambaşka.Yüreğiniz dert görmesin üstadım.
Sudenaz’ım İstanbul’a hoş geldi..
Mucize değil kader, bu dünyaya intikal Bir can solarken akşam, bir can açar şafakta Güneş doğar ve batar, doğum ve ölümden hâl Vesvese büyükse de, o bir zerre hak, Hakk’ta
Nefis helâl bulursa gözlerde menzilini Gök bir bağ-bahçe olur, yer hoş sofrada sini Oturtur başucuna doyurur sahibini İki iştah; biri yer, biri ağlar damakta
El mideye çalışır, mide cimri bedene Ölüm; nihai perde, hayattan el çekene İlâhi bir emirle kapanmadıkça çene Muhabbet sürecektir bir evde bir sokakta
Bazen dizler bükülür başlar göğe değerken Bazen mühlet istenir ve vakit dolar erken Mal, mülk; huzur, dün, bugün, şu gün, şurada derken Ansızın durur zaman dönüp durduğu çarkta
Mucize değil; mutlak, gerçekler sır içinde Basit gelen dünyanın idraki ekmel dinde Cepsiz kefenli beden toprağa değdiğinde Bir önceki hâl kayıp nazlı dünyasız farkta
Hayatın geç kalınmış önemine ait bir şiirden ibaret gibiydi bizim bütün bir ömür ektiklerimiz ve çektiklerimiz.. Hattâ bir yarım şiir gibi.. Halbuki vaktinde bir ömüre nakış veren salise, saniye, dakika, saat.. Sonra; gün, ay, yıl, çeyrek yahut yarım asır ile çerçevelenmiş gidiş-geliş ve duruşların ne kadar kıymetli olduklarını an be an bilebilmeliydik.. Binlerce şiir; dörtte üçü yırtılmış veya rafa kaldırılıp kulanılmamaya lâyık bulunmuş.. İçlerinde isyana kalkışmışları kahir ekseriyette.. Hiciv ile bir çok kereler başımız adli makamlarca belâya girmiş.. Sevdalıklarımızı bir çokları hırsızlama ile kendilerine maletmeye istekli davranmışlar, göz yummuşuz.. Bestelenenleri bedavaya getirmeye çalışanlara; Mesam üyesiyiz, aman ha dikkat! diyerek ikaz etme ahmaklığına düşmüşüz.. Dahası çok.. Kimbilir bütün bunlara rağmen ve dahası bunları aşanlara nisbet, bizim mücadele vasıtamız olan sözler hep 'şiir' kelimesiyle bayağılanmış.. Kimbilir sizinkiler de öyle olmuştur veya olmaktadır.. Keşke; üç telli sazıyla yat, kat alanlara bizimde gırtlak kanseri ve beyin tümörü şiirlerimiz karşılık verebilseler.. Yine bana bir dert yükü bağladınız Emine Hanım.. Selâmların en güzeli size olsun efendim. Saygı ve dualarımla..
Hayatın geç kalınmış önemine ait bir şiirden ibaret gibiydi bizim bütün bir ömür ektiklerimiz ve çektiklerimiz.. Hattâ bir yarım şiir gibi.. Halbuki vaktinde bir ömüre nakış veren salise, saniye, dakika, saat.. Sonra; gün, ay, yıl, çeyrek yahut yarım asır ile çerçevelenmiş gidiş-geliş ve duruşların ne kadar kıymetli olduklarını an be an bilebilmeliydik.. Binlerce şiir; dörtte üçü yırtılmış veya rafa kaldırılıp kulanılmamaya lâyık bulunmuş.. İçlerinde isyana kalkışmışları kahir ekseriyette.. Hiciv ile bir çok kereler başımız adli makamlarca belâya girmiş.. Sevdalıklarımızı bir çokları hırsızlama ile kendilerine maletmeye istekli davranmışlar, göz yummuşuz.. Bestelenenleri bedavaya getirmeye çalışanlara; Mesam üyesiyiz, aman ha dikkat! diyerek ikaz etme ahmaklığına düşmüşüz.. Dahası çok.. Kimbilir bütün bunlara rağmen ve dahası bunları aşanlara nisbet, bizim mücadele vasıtamız olan sözler hep 'şiir' kelimesiyle bayağılanmış.. Kimbilir sizinkiler de öyle olmuştur veya olmaktadır.. Keşke; üç telli sazıyla yat, kat alanlara bizimde gırtlak kanseri ve beyin tümörü şiirlerimiz karşılık verebilseler.. Yine bana bir dert yükü bağladınız Emine Hanım.. Selâmların en güzeli size olsun efendim. Saygı ve dualarımla..
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.