Çiçekli GüzYalnızlığın yorgun elleri aralıyor yamaçtaki evin perdesini uzaklarda görünen çocukluğun sararmış rengi tüttürüyor yanık ezgileri Derince bir nefes çekerek dalıyor sayrılı düş gördüren ateşin içine bense uzak bakışlarla izliyorum aslında çocukluğumun terli susamış başında babası bekleyen kendimi Onun gözleri yumuk ıslak tülbent alnında teninde kızıl kabarcık içinde acı su sanki burgulanıyor bedeni ardından tomurcuk patlaması aralatıyor gözlerini O da ne soldan sağa yukarıdan aşağıya ısırgan kahkahalı çiçekler bir de gizli ısırığı dört dönerken kaygıyla annesi fink atıyor teninde Dili yok izi var kişiye özgü anılar geçmişin sisli sarkacından salınır muzip gülüşlerle Ne baht ne de bahtında keder el sallıyor yamaçtaki eve çocukluğu/mu/n keyifli vadisinden unutulmazlıkların esrik devşirmesinde Demet Duyuler Doğan |