ÖPÜYOR YÜREĞİNİ / KİBELEsert bir rüzgarda dökülüveren cilalanmış kanatlar takarak sözcüklere bağırmayı kes doldurmadan içini yaşam iksiriyle bir makinenin dişlileri gibi / yeknesak bağırmayı kes kes ve kulak ver unutmadan yüreğini Anadolu’nun bağrından kopup gelen türküye tüm varlığınla eğil o ki yabancı değil / Kibele Anadolu yazar kimliğinde ve sen evet sana söylüyorum / sıvışma Kibele’nin elinde ok ile yay gördün mü hiç gördün mü hak ile yeksan ettiğini en yüce emeği / doğurganlık aşka burun kıvırdığının inkarı değil mi / Attis her çam ağacında aşkın gücü şavkımaz mı o günden beri bir zamanlar yıldızlarca çok olduğu devirde Tanrıların Tanrılar Tanrısı Zeus’u o doğurmadı mı belki gün doğarken çığlığı karışırken kuşların sesine geç bunları der gibi bakma öyle alaycı bir gülümseme yapıştırarak yüzüne ışıltılı güzelliğini sunuyorum / dişil olmanın uzanarak Kibele’ye şimdi / sesi ol yüreğinin bağır yüreğinin sesinde her teline dokunarak yaşamın bağır / bağır / bağır aşk / doğurganlık / kutsamak emeği Kıbele’den beri yok ediciliğe / sömürüye değil midir başkaldırı ha şöyle şimdi anaların türküsündesin şimdi daha bir Anadolusun / Anadolu şimdi daha bir Kibelesin / Kibele be kardeşim bak yüzyıllar ötesinden doğduğu yerden / Anadolu’nun uzatmışta dudağını öpüyor yüreğini / Kibele |