İŞTE O ZAMANgünün boğazında gecenin elleri sıktıkça kararıyor perdeler ürperiyorsun koltuktasın perde de gözlerin şekilsiz bir yorgunluk pelteleşip ağırlaşıyor yüreğinde yol vererek yapışkan bir isteksizliğe ağıtı bir çocuğun delip perdeyi karşına dikilince yalnızlığın içli sesine bulanıyorsun o an o an işte haykırmak söküp atmak istiyorsun ne varsa üstüne binen söküp atmak pencereden ama bir tıkaç boğazını tutmuş yol vermiyor bu gidişe sadece bir ah sesi belli belirsiz uzayıp giden bir merdiven o merdivenden çıkmalı çıkabilmeli içinde gece gündüz gölgesi dolaşan işte o zaman o zaman işte bir sabun köpüğü olup akacak yorgunluğun yalnızlığınla birlikte |