ZAHİDEM
Günümüzden 80 yıl evvel orta anadolunun Kırşehir vilayetinin küçük bir köyünde yaşanmış gerçek bir sevda.Şarkılara konu olmuş büyük bir aşk hikayesi.Bende şiirime onun ismini verdim.O güzel sevdayı yaşatmak için.
Çiflik ağasının kızı Zahide ile yanlarında çalışan ırgat Araboğlu Mustafa’nın aşkı...Parasızlığın gözü kör olsun.Vermemişler sevdiğini Mustafa’ya,beğenmemişler fakir olduğu için.Mustafa’da başlık parası toplayayım diye düşmüş İzmir yollarına.O çalışırken canla başla kaderde ağlarını örmeye başlamış çoktan.Molla Hasan isminde kuru,kara,yaşı geçkince ve birazda köse,Zahideye hiçte yakışmayan biri zenginliğine güvenerek isteyivermiş babasından Zahide’yi.İstenen başlık parasını koyunca önüne babasıda verivermiş gözyaşına aldırmadan güzel kızını.İyi ama...Mustafasına olan aşkı,içindeki sevda ateşi yataklara düşürmüştür zaten umutları satın alınmış,zorla hiç sevmediği birinin olmuş Zahideyi.İnce hastalık bitirmiştir gün gün sayılı nefeslerini.Mustafa İzmir’de çalışırken öğrenir Zahidesinin zorla hiç sevmediği birine verildiğini ve yüreğinden düşen koca koca parçaları gözyaşlarıyla yoğura yoğura öyle bir türkü düzer ki...dinlemeye can dayanmaz.Ama son gelen haber dizlerinin bağını çözmüş,yerlere vurmuştur Mustafanın o dağ gibi bedenini.Haberi kara bir mendile sararak göndermiş yakınları...Zahidesi hastaymış,ölüm döşeğindeymiş...Mektubu alan Mustafa yıkılır ama tez zamanda köyüne gitmesi gerektiğini de anlar.Hep bir kere göreyim ölmeden diye yalvara yalvara yarı deli olarak ulaşır köyüne.Ama ne çare ki bir kere bakabilmiştir kara gözlüsünün yüzüne.İkisininde gözleri fersiz bakamazlar hayatın önlerine koyduğu bu kara yazgıya...dayanamazlar.İkisi de az bir zaman arayla göçerler bu dünyadan.Köylüleri onların birbirine sevdasını bildikleri için ikisinide yanyana köy camisinin avlusuna gömerler.Bu iki mezar şimdi birbirini çok seven aşıkların ziyaretiyle dolup taşmaktadır.Aslında Zahide ile Mustafanın destanı çok uzun.Mustafanın Zahidesine yazdığı türkü de öyle.Ben ufacık bir kısmını yazacağım,gözlere değsin,bilmeyenlerde bilsin diye...Kimseyi ağlatmak istemiyorum. ********************* Ayınan doğar da,gününen düşer********************** ********************* Zahidemi görenin tebdili şaşar ********************** ********************* İyinin kaderi hep kötüye mi düşer******************** ********************* Dikenler arasında kalmış bir gül gibi****************** .......Bütün sevenlerin sevdikleriyle hiç ayrılmaması dilekleriyle ................. ZAHİDEM ..................... Ne yapmışsın Zahidem.gözlerinmi ağlamış Yüreğin burkulmuş seninde...bedenin gibi Sevdalarını köz ateşlere yatırırken Yırtıp atmışın hayallerini...aynı benim gibi. Dinlediğin sevda masallarına mı özendin Kalleş pusular rahat verirmi sandın Zahidem Taş yürekler cellat olmuş bekliyor geceyi Sevme...sen canından mı usandın Zahidem. Unutmadım seni hiç,yüreğindeki ağlayışla Peri kadar masumdun gözlerindeki yağışla Uzat...ellerinin sıcaklığını hissedeyim Bir gülücüğünle bana dünyaları bağışla. Bir çırpınış gibi vuruyor yürek atışların Bir karagözümü öptü düşlerin Zahidem Sıcak...sımsıcak akıyor gözlerime Güneşe mi değdi gülüşlerin Zahidem. Bırakmıyor hasret kavuruyor içimi içimi Kaç zamandır gözlerime hayalin düşüyor Dayanılmaz yalnızlıklara savruluyorum İçerim üşüyor Zahidem... içerim üşüyor. Yıldızların ışığı gibi gözlerime nakşettim seni ben Gönlümde okşayıp...yüreğimde titrettim seni ben Zahidem demişsin ya... unutuldum galiba ben ...........YALAN YALAN............... Yıllardır tırnak uçlarımda hissettim seni ben. |
Kutladım efendim,açıklamalı çalışmanızı. Teşekkür ve takdirlerimle....