BU ŞEHİRDEN
Buğulu gözlerle kendimi uğurlarken,bu şehirden...
Yüreğimdeki acıları törpülüyor,kaldırım taşları... Şimdi kimler dindirecekti,gözlerdeki yaşları... Kaç yalnızlıkla geçtim,şehrin gecelerinden, Issızlığıma düşüyor,bir baykuşun uğursuz sesi, Kimbilir kaç yalnızlıkla geçtim,şehrin gecelerinden... Sessizlik ve karanlık pusu kurmuş yoluma, Her biri başka alemdi,iniyordu tepemden.. Yalnızlığı seçtim,gece fecre dalarken, Bu kaderim olamazdı,sessizliğe ağlarken, Ürkmedin,uyanık kaldırım taşlarından, Ve süküt dolu bakışlarından, Sessiz bir çığlıktı,geceyi delen... Uykular akıyordu,devasa apartmanlardan, Bir ben yürüyor,birde önümdeki kaldırımlar... Taşlar sıralanmış,kaldırımları örter, Gündelik ayak izleri birbirini döver. Kimbilir kaç ayak izi diğerini böler. Bir meyhane kemancısı,inceden geceyi deler. Sensizlikle aylar,yıllar,seneler geçmişti seneler... Kaldırım taşları,gecenin efkarını dinler.... |
Taşlar sıralanmış,kaldırımları örter,
Gündelik ayak izleri birbirini döver.
Kimbilir kaç ayak izi diğerini böler..
çok güzeldi keyifle okudum..hislerin kalemden kağıda döküldüğü en masum cümlelerle yazılmış..yüreğinize sağlık..