SENİ ANLATMAKSeni anlatmak senin bile ötende çocuk! Seni anlatmak için Tanrı’nın gözlerine bakıyorum... Sokağı esrarlı kılan duruşuna Kırpık saçlarına Yalın ayaklarına Kirli elbiselerine Eğreti çocukluğunu ısıtan terleyen avuçlarına Yırtılmış sevinçler taşıyan ellerine Umutsuzluğu çıldırtan tebessümüne Yırtılmış sevinçlerine rağmen tebessümüne Gözlerine Gözlerinden beslenen denizine dalıp gidiyorum Sen kendinden fazla bir şeysin serçem Seni anlatmak güç Seni anlatmak güç serçem Seni anlatmak tarihe bir mide kasıntısıyla hüzünlenebilmektir Seni anlatmak göz dâhil bütün gözeneklerle ağlayabilmektir Seni anlatmak yeşil gözlerinle kapanabilmektir Seni anlatmak kirpiklerinin saçağına sığınıp yağmuru seyredebilmektir Seni anlatmak kaşlarını yüreklere takıp çatık kaşlarla hayata çatabilmektir Seni anlatmak çöl yangını bir susuzlukla umudu çatlak dudaklarına sürebilmektir Sen kendinden fazla bir şeysin Seni anlatmak güç Seni anlatmak güç serçem Seni anlatmak bütün yüklenimlerinin ötesine geçmektir Seni anlatmak fırattan bir avuç su alıp nile dökmektir Seni anlatmak bir aşk ebleğinin şefkati ve yüreğini okşayabilmesidir Seni anlatmak geleceği sofrasını açtığınca çalınan ince sazda hüzünlenebilmektir Seni anlatmak Tanrı’nın gözlerinden beş kıtaya düşen beş damla olabilmektir. seni sevmek ve anlatmak yürğimin eğrilmez şevkatidir. MEHMET ALİ GÜNEŞ |