Kokun ve kavak yelleri
İlahi bir rahmet gibi sarıyor gecelerimi
Zambak kokusunun aldığı dar sokaklarda
Yağmur sonrası açan güneşler gibi
Sıcacık ışıltılı,
Toprak kokulu hasretler büyütüyorum sana
Kainatın kıskandığı.



Süphan’dan içime içime bir kor düşüyor
Süphan’dan içime bir kar.
Gökyüzünü çalkalandıran dualarda
Ne ağıtlar ne türküler büyütüyorum içimde.
Yıllar sonrası bir kavuşmaya düşen bir ölüm sancısı gibi
Hüzün kokan hasretler büyütüyorum sana
Kainatın ağladığı.



Rüzgarı dillendiriyor
Kavak yelleri ve kokun.
Temmuz akşamlarına bir nur gibi iniyor
Su kokusunda büyüyen umutlar gibi
Yaşamak kokulu hasretler büyütüyorum sana
Ölümün kıskandığı.



Kavak yelleri esiyor
Kokun ve kavak yelleri
Parmak uçlarıma bir sızı gibi akıyor
Gecelerde ve gündüzlerde.
Masum bir bahar kokusunda yeşillenen düşler gibi
Firavunların ölüme meydan okuyuşları gibi
Ölüme diz çöküşleri gibi
Asi çaresiz hasretler büyütüyorum sana
Ölümün ağladığı.